semerşah
beşir
efgan.net

 
Efkan Doğan
ANA SAYFA
AB Gençlik Programları
AB İçin Proje Sunusu
Açık Hava Resim Sergisi
Akran Arabuluculuğu
Askıda Kitap Projesi
Askıda Kırtasiye Projesi
Ayın Konukları
Başarı Hikayeleri
Bilgi Merdiveni
BİLSEM
Bilgi Paylaşımı Forumu
Bir Sürprizim Var
Bir Varmış Bir Yokmuş
Branş Derslikleri
Camlı Sınıf Kapıları
COMENIUS 1
Danışmanız Biz *2007 Şampiyonu
Derslik Donatma Projesi
Disiplin Takip Formu
Dürüstlük Dolabı ve Beslenme Dostu Okul Projesi
Eğitimde Alternatif Uygulamalar
=> Sınıf Egzersizleri
=> Biçimlendirici (Formative) Değerlendirme
=> Japon ve Türk Eğitim Sistemleri
=> Türk ve Japon Eğitim sistemi
=> JAPON EĞİTİM SİSTEMİ ÜZERİNE
=> Dünyada eğitim sistemleri
=> Türkiye ve İsveç Eğitim Sistemi
=> Türkiye ve Avusturya Eğitim Sistemleri
=> Türk ve İngiliz Eğitim Sistemleri
=> Türk ve İngiliz Eğitim Sistemleri 3
=> Türk ve İngiliz Eğitim Sistemleri 2
=> Alternatif Eğitim
=> BBOM Eğitim Modeli
=> BBOM Finansman Modeli
=> Gülümseyen Öğretmen
=> Duvardaki Bir Başka Tuğla
=> Ayakta Durmanın Öğrenme Üzerindeki Etkisi
=> Serbest Kıyafet Uygulaması
=> Dünyanın en şaşırtıcı eğitim sistemi: Finlandiya 2
=> Başarılı Öğretmenlerin Farklı Yaptığı 25 Şey
=> İdeal Öğretmen Öğretmez
=> Radikal Bir Farklılık Getir
=> Bütün Okullar Anaokulu Gibi Olmalı
=> Oyunların Beyni Ödüllendirmesi
=> Dünyanın en şaşırtıcı eğitim sistemi: Finlandiya
=> Bugün Okul Nasıl Geçti
=> Ders Çalışma Sanatı ya da Beynimiz En İyi Nasıl Öğrenir
=> Öğrenciler Öğretmenler Hakkında En Çok Ne Hatırlar
=> Doğu ve Batının Öğrenmeye Farklı Bakışı
=> Nasıl Daha İyi Bir Öğretmen Olabilirim
=> Öğretmene Söz Var
=> Öğretmenler Rekabet Ettiğinde Herkes Kaybeder
=> Eğlenceli Okul Sıraları
=> Zorbalık, elma
=> Beni Ödülle Cezalandırma
=> Az, Daha Fazladır Fin
=> Gereksiz Bilgiler ve Yaşamdan Kopuk Eğitim
=> Öğretmenlerin Öğrencilere Söylemekten Kaçınması Gereken 13 Şey
=> Masalara Yazılan İlham Verici Sözler
Eğitim Reformu Girişimi
Eğitimde Ödüllendirme
E.P. Ödüllendirme Yönergesi
Eğitimde Kalite Ödülü
Eğitim Yarışmaları
E-Sergi Uygulaması
Gönüllü Ders Liderliği
Gönüllü Kütüphaneci
Gördüklerim, Duyduklarım
Günün Sorusu
Günün Sözü Uygulaması
Hadi Gali Gel de Beraber
Her İnsan Değerlidir
Kalitesiz Öğretmeni Nasıl Tanırsınız
Kantinde ‘kantinci’ yok
Kantinde meyve
Kelime Hazinesi Kutusu
Kötü Söz Söylemeyelim
Mavi Kart
MEGEP
Müzede Eğitim
Ney ve Su Sesi Eşliğinde Ders
Okul Televizyonu Projesi
Oyun Parkı
Öğretmen Gelişim Kitaplığı
Öğretmene Karne
Öğretmenlere Tavsiyeler
Öğretmenin İnternet Sitesi
Öğretmen Kürsüsü Projesi
Öğretmen Proje Yarışması
Öğretmenler İlköğretim Okulu
Örnek Sınıflar, Örnek Öğretmenler
Proje Bayramı
Proje Klasörü Projesi
Proje Paylaşımı Projesi
Sabah İçtiması
Sadaka Köşesi
Sanat,Tarih Fen Koridorları
Sınıflararası Kültürel İkram
Sizden Gelenler
Sınıfına Sahip Çık
Okulda Sadaka Taşı Projesi
Sürekli Sergi Salonu
Şiirli Karneler
TABİP
Teşekkür Ziyareti
Toplantı ve Faaliyet Çizelgesi
Törenlerin Kutlama Şekli
Ulusal Ajans
Veli Kitabı
Web Tabanlı Projeler
Zil Sesi Yok
Veliyiz Okuldayız
Ziyaretçi Defteri
 

Japon ve Türk Eğitim Sistemleri

JAPON VE TÜRK EĞİTİM SİSTEMLERİNİN KARŞILAŞTIRILMASI

Hülya ÜNALAN GEDİK

 DEÜ-Eğitim Bilimleri Enstitüsü, Eğitim Programlama ve Öğretim Ana Bilim Dalı, Doktora Özel Öğrencisi
 Türk Eğitim Sisteminin Yapısı ve Sorunları Dersi Ödevi; Öğretim Üyesi: Prof. Dr. Mustafa YILMAN

JAPONYA EĞİTİM SİSTEMİ

JAPONYA’YA GENEL BAKIŞ

  Japonya, Asya kıtasının doğu sahilinde 3800 km uzunluğunda bir yay çizerek uzanan Honshu, Hokkaido, Kyusuhu, Shikoku isimli büyük adalar olmak üzere toplam  3900 küçük ada üzerinde kurulmuştur. 2002 yılı nüfusu 127,435.000 dür (http://jin.jcic.or.jp/stat/index.html).

  Japonya’nın doğal kaynakları oldukça kısıtlıdır. Petrol, kömür cevheri, pamuk, yün gibi ana maddelerle, buğday gibi temel gıda maddelerini dışarıdan almaktadır. Özellikle son 40 yılda büyük ekonomik gelişme gerçekleştirilmiş ve dünyanın önde gelen endüstrisine sahip olmuştur.1995 yılı OECD göstergelerine göre dünyada en fazla GSMH ya sahip ülke olmayı başarmıştır. Otomotiv sanayii ve gemi yapımında başta gelen ülkeler arasındadır. Ekonomik gelişmişliğe paralel olarak yüksek düzeyde bir yaşam standardına sahiptir (Erdoğan,İ.;1988 s: 97).

  Nüfus yoğunluğu (km2)

 336 (2000)

  Nüfus Artış Hızı

 % 0.3 (2000)

  Okuryazarlık Oranı

 % 99.9   (1995)

  Enflasyon Oranı

 % -0,6        “

  Milli Gelir

 4.066 Mil. $  “

  İhracat 

 398 Mil. $     “

  İthalat

 260 Mil. $     “

  Milli Gelir

 4.066 Mil. $   “

  Cari İşlemler Dengesi

 142 Mil. $     “

  Ekonomik Büyüme Oranı

 % 0,6          “

  İşsizlik Oranı

 % 5.4 (2002)

http://www.japonya.8m.com/japonya/egitim.htm

  Yönetim biçimi Meşruti İmparatorluk olan Japonya’da kanun yapma yetkisi devlet gücünün en yüksek organı olan Parlamentodadır. Doğrudan halk tarafından seçilen Parlamento (Diet), 512 sandalyeli Temsilciler Meclisi ve 252 sandalyeli Senatodan(Halk Meclisinden) oluşmaktadır. Meclis üyeleri 4 yıl, Senato üyeleri ise 6 yıllığına seçilirler. Senatonun yarısı her üç yılda bir yenilenir. İdari olarak 47 bölgeye ayrılmıştır. Bütün il, ilçe, kasaba ve köylerin halk tarafından seçilen birer meclisi vardır. Valiler ve belediye başkanları da seçilerek başa gelmektedirler.

 

KÜLTÜREL YAPI

   Japonlar yaratıcı olmayıp, eşsiz uygulayıcılardır. Kim nerede ve ne zaman yaşamış olursa olsun herkesten birşeyler öğrenilebileceğine inanırlar. Ararlar, sorarlar, bulurlar, seçerler, öğrenirler; öğrendiklerini başarıyla uygulayarak geliştirmeye çalışırlar. Kimseden ileri olduklarını doğrudan söylemezler; ama kimseden geri olmadıklarına da inanırlar. Kendilerini ve kültürel varlıklarını hergün yenilemeye hazır ve açıktırlar. Bu özellikleriyle daima çağdaşlığı yaşayan bir toplum olmuşlardır. Japonlar için değişme, yaşamın değişmeyen kuralıdır. Japon toplumu yeniyi alırken eskiyi atmaz, yeniliği seçerken yaşlıyı kınamaz, kötülemez; yaşadığı hayatı, eskiden yeniye doğru uzanan, geçmişten geleceğe doğru akan bir süreklilik olarak görür.

    Çin ve Japon kültürlerinde uygarlık yazıya, yazı sanatına, yazı ürünlerine dayandırılır. Ortadoğulu bilge öğrencisini, konuşmasına ya da sözlerine bakarak tanımaya çalışırken, Japon öğretmen “bir şey yaz ki seni tanıyayım” der. Japon anlayışına göre yazının karakteri, güzelliği, okunaklılığı eğitim düzeyinin en güvenilir göstergesidir (Güvenç, 1990; aktaran İ.Erdoğan,1988:98)

   Japonlar okumayı çok seven bir toplumdur. Günde 1000 kişi için 550 gazete yayınlanmaktadır. Üç büyük Japon gazetesi 16 milyon civarında sabah baskısı bir o kadar da akşam baskısı yapmaktadır. Ayrıca  1400 civarında aylık tirajı 90 milyonun üzerinde olan dergiler yayınlanmaktadır(İ.Erdoğan, 1988: 99)

 

EĞİTİMİN TARİHİ GELİŞİMİ

    Japonları, M.Ö. Beşinci yüzyılın sonlarına doğru Çin yazı sistemi ile tanıştıran Korelilerdir. Konfüçyüs öğretilerini temel alan ve 701 yılında yürürlüğe konan Taiho Yasası ile toplumsal yaşam düzenlenmiştir.

    Bu yasalar çerçevesinde yürütülen soylulara yönelik ilk eğitim uygulamaları devlet için memur yetiştirmeyi amaçlıyordu. Yüksek dereceli devlet memurlarının çocukları 13-15 yaşlarında iken dokuz yıllık bir eğitimden geçiriliyordu. Soylu olarak görülen bu çocuklara Çin’in altın çağına ait klasiklerle, Konfüçyüs öğretilerini içeren eserler okutuluyordu. Bu eserler:

1- Değişiklikler Kitabı: Bir insanın bu kitabı ancak elli yaşında kavrayabileceği, içindeki mantığı öğrenenlerin yanlışlığa düşmeyeceğine inanılırdı.   

2- Belgeler Kitabı: Eski çağlara ait bilgileri içermekteydi.

3- Şiirler Kitabı: 300 ‘den fazla halk şarkısı içeren bir şiir antolojisidir.

4- Törenler Kitabı: Görgü kurallarını öğreten bir eserdir

5- İlkbahar ve Sonbahar Yıllıkları: M.Ö. 722-481 tarihleri arasındaki Çin tarihini ele alan eserlerdir.

6- Etimolojik Sözlük

7- Dört Kitap: Konfüçyüs öğretilerini(öğrenmek, yardımseverlik, adalet, cömertlik ve dürüstlük üzerine kurulmuş beş temel esasa dayanan öğretilerini) anlatan yapıtlardır.

8- Hayırlı Evlat Kitabı.

    Sıradan halk çocukları için eğitim, Hayırlı Evlat Kitabı’nın gece gündüz okunması anlamına gelmekteydi. (İ.Erdoğan,1988:100 -101)

Dokuzuncu yüzyılın başında başkent Kyoto’da beş yüksek öğrenim kurumu vardı. Ortaçağda (1185-1600) Zen Budist manastırları önemli eğitim merkeziydi. Ayrıca bu dönemde Portekizliler vasıtasıyla ülkeye Hıristiyan misyonerler akın etti. Misyonerler çeşitli okullar açtı. Tokugava döneminin (1600 -1867) başında okuryazarlık oranı oldukça düşük düzeydeydi. 200 yıllık inzivanın sonunda okuryazarlık oranı dönemin batı standartlarının da üzerine çıkarıldı. Tokugava döneminin sonunda, 14.000 civarında, matematikten okuma ve yazmaya, Budist metinlerin ezberlenmesinden modern tıbba kadar çok çeşitli alanlarda eğitim veren samurai (buşi) okulları vardı.

    Meici restorasyonuyla(1868) ülkenin feodal bir yapıdan modern bir ulus devlet haline dönüştürülmesinde yüksek eğitim seviyesinin yeri büyüktür. İmparator Meici, 1867’den sonra Japonya’nın sınırlarını dış dünyaya açmasıyla beraber çok sayıda Japon öğrenci, önde gelen Avrupa ülkelerinin eğitim sistemlerini incelemek amacıyla Batıya gönderildi. Bu öğrencilerin geri dönmesiyle, yeni bir eğitim sistemi ortaya çıktı. 1870’ lerde % 40-50 arasında olan okullaşma oranı 1900 yılına kadar % 90 gibi çok yüksek bir orana ulaştı.

    II Dünya savaşından sonraki işgal döneminde ülkenin tanıştı(rıldı)ğı yabancı (özellikle Amerikan değerleri) savaş sonrası eğitim sisteminin şekillenmesinde etkili olmuştur. Ancak, işgal döneminde getirilen birçok “yenilik” Japonya’nın 1952’de tam bağımsızlığını elde etmesinden sonra kaldırılmış ve yerine geleneksel Japon kültürel ve felsefi değerlerine uygun değişiklikler yapılmıştır.


EĞİTİM SİSTEMİ 

JAPONYA

  • Japon eğitim sistemi dünyada en iyiler arasında yer almaktadır.
  • Japonya’da eğitime büyük önem verilmektedir. 9 senelik temel eğitim zorunludur. Dolayısıyla asgari düzeyde eğitim görmüş olan işçiler bile matematiğe yatkındır. Firmalarda verilen hizmet içi eğitimlerle daha da gelişmeleri sağlanan bu işçilere Kalite Kontrol Yöntemlerinin öğretilmesi çok kolay olmuştur.
  • Japon eğitim sistemi yaratıcılığı, zihinsel güçleri ve muhakeme yeteneğini arttırmaktan ziyade, görevini güvenilir şekilde yerine getirecek, toplumsallaştırılmış, teknik başarısı olan disiplinli işçi kuşakları yetiştirmeye yöneliktir.
  • Japonya’daki katı hiyeraşi kendisini eğitim sisteminde de göstermektedir.Bir nevi sınıf farkı vardır. Belli  okulları bitirenler belli işlere girebilirler. Bu nedenle anaokuldan üniversiteye kadar bir yarış sözkonusudur.
  • Japonların % 90’ı ortaokul mezunudur ve bu okullarda matematik, bilgisayar ve Japonca’ya ağırlık verilir.Üniversite sınavlarında da matematik, Japonca ve İngilizce ağırlıklı sınavlardır. (http://www.insankaynaklari.gokceada.com/proje01.html)

   Modern milli eğitim sistemi Japonya’da 1872’de Devletin ülke çapında ilk ve orta okullar açmasıyla başlamıştır. 1866’da her çocuğun ilkokula üç veya dört yıl boyunca devam etmesi zorunlu, 1900’de ise parasız hale getirilmiştir. İlkokul için zorunlu eğitim süresi 1908’de  6 yıla; II. Dünya Savaşı’ndan sonra ise, ilk ve orta öğrenimi kapsayan zorunlu eğitim süresi 9 yıla çıkarılmıştır; bu uygulama halen sürmektedir.

   Bugünkü eğitim sisteminin temel yapısı ve prensipleri, 1947’de kabul edilen Temel Eğitim Kanunu ve Okul Eğitimi Kanunu olmak üzere iki kanunla belirlenmiştir. Temel Eğitim Kanununda ilan edilen temel prensip; eğitim fırsatlarından herkesin eşit yararlanmasıdır. Kanun ırk, din, cinsiyet, sosyal statü, ekonomik durum ve aile yapısına dayanan ayrımı yasaklamıştır.

   Eğitim sisteminin esas amacı, insan haklarına, sevgi gerçeğine ve barışa saygı duyan, barışçı ve demokratik bir milletin kendine güvenen insanlarını yetiştirmektir. Kanun, sağlıklı bir toplum için politik bilince ve dini toleransa çok önem vermektedir. Ancak, politika, partiler,dinler ile eğitim arasında herhangi bir bağı özellikle yasaklamıştır. Sosyal çalışmalar, devlet ve mahalli idareleri kütüphane, müze ve halk salonları gibi kuruluşlar oluşturmaya teşvik eden Temel Eğitim Kanunu  doğrultusunda kamu okulları müfredatın esas  unsurlarından birisidir

    Japonya’da, okullar nicelik  yönünden incelendiğinde, araç gereç, yerleşim ve eğitici kadrolarının yeterli olduğu; nitelik yönünde ise  kaliteye dayalı devamlı gelişme içerisinde oldukları görülmektedir.

(F.Erdoğan; http://www.caginpolisi.com.tr/21/17-18.htm)

   Japonya’nın eğitim sisteminin idaresinde yerinden yönetim esas alınmakta ve Eğitim Bakanlığının rolü genel olarak koordinatörlükle sınırlanmaktadır.

Okul bütçeleri, eğitim programları, ilk ve orta öğretimin denetimi alanlarında sorumluluk yerel öğretim kurullarındadır. Bu kurulların üyeleri yerel yönetimlerin idare başkanları tarafından seçilirler.

   Eğitim içeriği bakımından, her okul kendi programını Eğitim Bakanlığınca hazırlanan ve yayınlanan  “Çalışma Programına” uygun olarak hazırlamaktadır. Ders kitapları yerel öğretim kurulları tarafından  Bakanlığın üç yılda bir belirlediği kitaplar arasından seçilir.

   Eğitim politikalarının, müfredatın ve ders kitaplarının belirlenmesinden Eğitim, Kültür, Spor, Bilim ve Teknoloji Bakanlığı (MEXT; Monbuşo) sorumludur.

47 vilayetin her birinde merkezi hükümet tarafından atanmış beş kişiden oluşan eğitim müdürlüğü vardır. Merkezi hükümet okul inşaatları, öğretmen maaşları ve okullarda verilen öğlen yemeklerini karşılamak suretiyle eğitim harcamalarının yaklaşık % 50’ sini finanse etmektedir. Eğitimin milli gelirden aldığı pay son 20 yılda düşme eğilimindedir, buna rağmen dünya standartlarının üzerindedir.

   1980’lerden sonra çok başarılı olmasına rağmen, son yıllarda okullarda artan şiddet, en iyi okullarda yer kazanma rekabeti, global gelişime ayak uydurmakta zorlanma gibi sorunların mevcut eğitim sisteminden kaynaklandığı ve eğitim sisteminde değişikliğe gerek olduğu sonucuna varılmıştır.

   1984 yılında Ulusal Eğitim Reformu Konseyi kurulmuştur. 1987’de Konsey bireye saygı, ömür boyu eğitimin yaygınlaştırılması, Japon toplumunun daha  esnek, yaratıcılığa açık, uluslar arası nitelikte, yabancı kültürün etkisinin azaltıldığı bir eğitim sistemi oluşturmak amacıyla aşağıdaki tavsiyelerde bulunmuştur;

1-Orta öğrenimde (ortaokul ve liselerde) daha çeşitli seçenekli konuların sunulması,

2-Üniversite giriş sınav sisteminin revize edilerek her üniversitenin kendi giriş sınavını yapması,

3-Eğitim olanaklarının okula kayıtlı olmayanlar için artırılması ve yabancı öğrenci kabul sisteminin geliştirilmesi.

   Öğretim kurumları, resmi devlet okulları, mahalli okullar (il ve belediye okulları) ve Özel okullar, şeklinde sınıflandırılmaktadır

   Okulöncesi, ilkokul, orta okul, lise ve meslek liseleri, üniversite ve özürlüler için okullar olarak sıralanmaktadır.

   Okullaşma oranları okul öncesinde % 65, ilkokulda %99,9 , ortaokulda % 99 , lisede %92 ve yükseköğretimde %39’ dur.

(Ahmet Türk; http://54ahmetturk.sitemynet.com/japonturk.doc). 

   1985’de uzaktan eğitim yoluyla yetişkinlere, eğitimlerine devam etme olanağı sağlayan Açık Öğretim Üniversitesi açılmıştır.

   Japonya’daki ömür-boyu istihdam sisteminde “Eğitim geçmişi” çok önemli bir faktördür. Üst-düzey bir şirkette çalışmak için, öncelikle bir üniversiteden mezun olmak gerekmektedir. Bu da orta ve  lise öğrenimini yüksek başarıyla bitirmeye bağlıdır. Giriş sınavlarındaki şiddetli rekabet nedeniyle, artan sayıda öğrenci artık özel hazırlık okullarına devam etmektedirler.

   Zorunlu eğitim kapsamı dışında kalan bu okullar, okul öncesi ve üniversite eğitiminde özellikle önemli rol oynamaktadırlar. O nedenle tamamlayıcı olarak açılan bu okullar, anaokulundan üniversite giriş sınavına kadar her düzeyde bulunmaktadır

   Yurtdışında öğrenim gören Japon öğrenci sayısı artmaktadır. 2000 yılında 193,779 japon öğrenci yabancı ülkelerde öğrenim görürken; aynı yıl, Japonya’da %85’i Asya ülkelerinden olmak üzere 64,011 (2002 yılında: 95,550) yabancı öğrenci eğitim görmüştür (http://jin.jcic.or.jp/stat/category_16.html).

 

ÖĞRETİM YÖNTEMİ VE SINIF GEÇME 

   Japon ilk ve orta öğretiminin temelinde iki ana düşünce bulunmaktadır. Birincisi, hemen hemen bütün çocuklar okul programını anlayacak ve başarabilecek yetenektedir. İkincisi, çalışkanlık ve işin detayına ilgi göstermek gibi belli alışkanlıklar bütün öğrencilere kazandırılabilir. Bütün çocukların eşit potansiyele sahip oldukları tezi ileri sürülür. Öğrenci başarısındaki farklılıklar bireysel farklılıklardan değil, genel olarak bireysel çaba, azim ve özdisiplin gibi farklılıklardan kaynaklanmaktadır. Bu nedenle öğrenciler yeteneklerine göre gruplandırılmazlar ve ayrı sınıflar açılmaz. Üst sınıfa geçiş ders başarısına göre değil , otomatik olarak gerçekleşir. Dersler bireysel farklılıklara göre düzenlenmez fakat öğretmenler zayıf öğrencileri teşvik etmeye ve onlara ayrıca özen göstermeye dikkat ederler. Japon ilkokul programı ihtiyaca yönelik ve kümülatiftir. Her sınıfta çocuğun bir çok şey öğrenmesi ve bir kavramdan diğerine çabukça geçmesi gerekmektedir.      Öğrencilerin çoğu öğretilenleri izleyebilmelerine rağmen bazıları geride kalmaktadır. Geri kalan öğrencilerin durumları Japonya için ciddi bir problem oluşturmaktadır.           Öğretimde bireyselliğin olmaması, yavaş öğrenenlerin veya diğer öğrenme   problemleri bulunanların başarısızlığını artırmaktadır. Japonya’daki bu sorunların giderilmesi ve eğitimde bireyselliği gerçekleştirmeye yönelik çalışmalar son yıllarda hız kazanmıştır. Fakat bu sorunlara rağmen sistemin akademik başarısı üzerinde Japon kültüründen gelen çok çalışma, azim ve sebat gibi özelliklerin etkisi büyüktür. 

 

EĞİTİMDE REFORM ÇALIŞMALARI:

   Yukarıda anılan, eğitimde değişme zorunluluğu için başlatılan araştırma sonuçları doğrultusunda reform çalışmalarına girişilmiştir. 2001 yılında ilk girişimlerin başlatıldığı bu çalışmaların tanıtım anonsu : “Okul, Aile ve Toplulukları Yeniden Canlandırma; Okullar Gelişecek Eğitim Değişecek”tir. Adı ise, 21. Yüzyıl Eğitim Reformu İçin Gökkuşağı Planı –İzlenecek Yedi Öncelikli Strateji-

1- Öğrencilerin temel öğrenme yetkinliklerini artırma, dersleri daha kolay anlamalarını sağlama.

a.En fazla 20 öğrencili sınıflar oluşturmak

b.İnternet teknolojisi olan sınıflar oluşturmak

c.Ulusal akademik erişimli araştırmalar yapmak

2- Topluma hizmet ve benzeri çeşitli programlarda görevlendirerek, gençlerin açık ve sıcak yürekli japonlar olarak yetişmelerini teşvik etmek

 Öğrenme ortamının keyifli ve sıkıntılardan uzak olmasını sağlamak

a.Okul kluplerinin aktivitelerini destekleyerek, kültürel aktiviteler ile spor aktivitelerini zenginleştirmek

b.Çocuklar arasında oluşabilecek sorunlu davranışlarda gerekli önlemleri almak

c.Çocukları zararlı bilgilerden korumak 

3- Okulları, ailelerin ve toplulukların güvenebilecekleri ortamlar haline getirmek

a.Kendi kendini geliştirme sistemlerinin yardımıyla okulun gelişim sistemini kurmak

b.Ailenin katılımını sağlamak ve açıklamalarla okul derneğini canlandırmak

c.Değişik toplulukların gereksinimlerini karşılamak üzere, yeni özelliklere sahip okullar açmak  

4- Öğretmenleri, “eğitimin gerçek profesyonelleri” olarak eğitmek

a.Ödüllendirme sistemlerini tanıtmak, gelişmeyi teşvik etmek

b.Öğretmenlere değişik topluluklarda çalışma deneyimi kazandıracak sistemler oluşturmak (çeşitli kuruluşlarda/şirketlerde çalışma deneyimi)

c.Yetersiz kalan öğretmenler için uygun önlemler almak 

5- Üniversiteleri uluslar arası standartlara getirmek

6- Yeni yüzyıla uygun eğitim felsefesi oluşturmak ve eğitimin gereksinimlerini karşılamak

a.Temel Eğitim Yasasını gözden geçirerek yeni yüzyıla göre uyarlamak

b.Eğitimsel ölçütlerin gelişimi gözönüne alınarak ayrıntılı bir plan geliştirmek (MEXT; http://www.mext.go.jp/english/index.htm)

    Reform kapsamında amaçlanan diğer bir konu öğrenciye yönelik rehberlik ve manevi eğitimi geliştirmektir. Özellikle, okuldan kaçma, zorbalık ve saldırganlık gibi  davranışlar sergileyen sorunlu öğrenciler için okul, aile ve toplum örgütlerinin birlikte çalışma zorunluluğu getirilmiştir. Bununla amaçlanan, öğrencinin doğru ile yanlışı ayırt etmesini sağlamanın yanı sıra, başkalarına şefkatli, merhametli davranma gibi ahlaki değerlerin hayatına katacağı anlamın önemini kavratmaktır (http://www.mext.go.jp/english/index.htm).

 

TÜRKİYE

Türk Milli Eğitiminin genel amacı,Türk Milletinin bütün fertlerini,

1. (Değişik: 16/6/1983 - 2842/1 md.) Atatürk inkılap ve ilkelerine ve Anayasada ifadesini bulan Atatürk milliyetçiliğine bağlı;Türk Milletinin milli, ahlaki, insani, manevi ve kültürel değerlerini benimseyen, koruyan ve geliştiren; ailesini, vatanını, milletini seven ve daima yüceltmeye çalışan;insan haklarına ve Anayasanın başlangıcındaki temel ilkelere dayanan demokratik, laik ve sosyal bir hukuk Devleti olan Türkiye Cumhuriyetine karşı görev ve sorumluluklarını bilen ve bunları davranış haline getirmiş yurttaşlar olarak yetiştirmek;

2. Beden, zihin, ahlak, ruh ve duygu bakımlarından dengeli ve sağlıklı şekilde gelişmiş bir kişiliğe ve karaktere, hür ve bilimsel düşünme gücüne, geniş bir dünya görüşüne sahip, insan haklarına saygılı, kişilik ve teşebbüse değer veren, topluma karşı sorumluluk duyan; yapıcı, yaratıcı ve verimli kişiler olarak yetiştirmek;

3. İlgi, istidat ve kabiliyetlerini geliştirerek gerekli bilgi, beceri,davranışlar ve birlikte iş görme alışkanlığı kazandırmak suretiyle hayata hazırlamak ve onların, kendilerini mutlu kılacak ve toplumun mutluluğuna katkıda bulunacak bir meslek sahibi olmalarını sağlamak;

  Böylece bir yandan Türk vatandaşlarının ve Türk toplumunun refah ve mutluluğunu artırmak; öte yandan milli birlik ve bütünlük içinde iktisadi, sosyal ve kültürel kalkınmayı desteklemek ve hızlandırmak ve nihayet Türk Milletini çağdaş uygarlığın yapıcı, yaratıcı, seçkin bir ortağı yapmaktır.

  

Özel amaçlar:

   Türk eğitim ve öğretim sistemi,bu genel amaçları gerçekleştirecek şekilde düzenlenir ve çeşitli derece ve türdeki eğitim kurumlarının özel amaçları, genel amaçlara ve aşağıda sıralanan temel ilkelere uygun olarak tespit edilir.

 (1739 sayılı METK, http://iogm.meb.gov.tr)

   Türkiye’deki eğitim sistemi, diğer ülkelerle kıyaslama esnasında birkaç kez tartışıldığı için daha fazla irdelenmemiştir.

OKUL ÖNCESİ EĞİTİM

JAPONYA

   Okul öncesi eğitim 3 yaş üzerini kapsamaktadır, zorunlu değildir. 2003 yılı itibariyle Anaokuluna giden çocukların sayısı 1,760,442 (E: 891,721, K: 868,721).  Anaokullarının sayısı toplam 14,174 (49 devlet, 5,736 mahalli, 8,389 özel)dür.           

     Anaokullarının süresi tam gün, yarım gün ya da birkaç saatlik olabilmektedir; ancak,  39 haftadan az olamayacağı yasal olarak belirtilmiştir.

Okul öncesi eğitimin amaçları:

1- Akıl ve ruh sağlığını geliştirecek; sağlıklı, güvenli ve mutlu yaşamasına yardımcı olacak basit alışkanlıklar kazandırmak

2- Bağımsız(kendi ayakları üzerinde durabilen) ve işbirliğine yatkın, erdemli, karşılıklı güven duygularına sahip birey olmalarını sağlayacak davranışlar kazandırmak

3- İç dünyası zengin (çoşkulu, heyecan duyguları olan), çevresine(doğaya) merakla yaklaşan ve doğaya karşı artan ilgi kazandırmak

4- Konuşma ve dinleme alışkanlığı geliştirmek

5- Çeşitli deneyimlerle duygularını ve yaratıcılığını geliştirmek

    Temelde hedeflenen, oyunlarla, danslarla ve şarkılarla “sağlık, insan ilişkileri, çevreye duyarlılık, dil gelişimi ve kendini ifade etme” konularında çocukların eğitilmesidir. Ve bu beş madde ile ilgili çok geniş bir müfredat milli eğitim bakanlığının (MEXT) sayfasında yer almaktadır (http://www.mext.go.jp/english)

   

TÜRKİYE

    Okul öncesi eğitimi, mecburi ilköğrenim çağına gelmemiş çocukların eğitimini kapsar. Okul öncesi eğitiminin amaç ve görevleri, milli eğitimin genel amaçlarına ve temel ilkelerine uygun olarak,

1. Çocukların beden, zihin ve duygu gelişmesini ve iyi alışkanlıklar kazanmasını sağlamak;

2. Onları ilk öğretime hazırlamak;

3. Şartları elverişsiz çevrelerden ve ailelerden gelen çocuklar için ortak bir yetişme ortamı yaratmak;

4. Çocukların Türkçeyi doğru ve güzel konuşmalarını sağlamaktır.

       Okul öncesi eğitime verilen önem nedeniyle 1992 yılında 3797 Sayılı Kanunla Okul Öncesi Eğitimi Genel Müdürlüğü kurulmuştur. Genel Müdürlüğü kurulduğu

 

1992 yılından bugüne kadar okul öncesi eğitimdeki gelişmeler:

Resmi anaokulu sayısında     % 1.441

Resmi anasınıfı sayısında      % 214

Öğretmen sayısında              %  243

Çocuk sayısında                   % 244’lük bir artış sağlanmıştır.

   Bu hizmetlerin; %90’ı Millî Eğitim Bakanlığı, %10’u SHÇEK ve 657 Sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 191.Maddesine göre açılan kurum ve kuruluşlarca verilmiştir.

   Gelişmiş ülkelerde okul öncesi eğitimdeki okullaşma oranı  % 36-100 arasında iken, ülkemizde bu oran %10’lar seviyesindedir. VIII. Beş Yıllık Kalkınma Plânı sonunda okullaşma oranı % 25 olarak hedeflenmiştir.

   1991-1992 öğretim yılında % 5.1 olan okul öncesi eğitimdeki okullaşma oranı, 2001-2002 öğretim yılında %11.0’a yükselmiştir. Bu yükselişte, görevlendirilen kadrosuz usta öğreticilerin önemli rolü vardır (http://ooegm.meb.gov.tr).

   Okul öncesi eğitimi yaygınlaştırmak ve niteliğini artırmak amacıyla Okul Öncesi Eğitimi Genel Müdürlüğü  tarafından çeşitli projeler geliştirilmiştir;

1. Okul Öncesi Veli-Çocuk Eğitim Programı

2. Erken Çocukluk Gelişimi ve Eğitimi

·        Aile-Çocuk Eğitim Programı Projesi (AÇEP)

·        Okul Öncesi Eğitimden İlköğretime Geçiş Projesi

3.Avrupa Birliği MEDA  Programı Kapsamında “Temel Eğitimin Desteklenmesi”

4.Temel Eğitim Programı II. Faz’ında “Okul Öncesi Eğitimin Desteklenmesi ve Yaygınlaştırılması”, projeleridir (http://ooegm.meb.gov.tr).


Bu konudaki diğer araştırmalar:

Türk-Japon Eğitim sistemi karşılaştırılması:
Sakarya Üniversitesi Çalışması, Ahmet Türk


Dicle Üniversitesi Ziya Gökalp Eğitim Fakültesi Dergisi, 12 (2009)
JAPONYA İLKÖĞRETİM SİSTEMİ ve TÜRKİYE
İLKÖĞRETİM SİSTEMİNİN KARŞILAŞTIRILMASI, PDF olarak indir
Bilgen KIRAL, Erkan KIRAL


 Şiddetleşme
Şiirli Karneler
TABİP
Teşekkür Ziyareti
Toplantı ve Faaliyet Çizelgesi
Törenlerin Kutlama Şekli

Ulusal Ajans
Üstün Zekalılar
Veli Eğitim Projesi
Veli Kaynak Kitabı Projesi
Veliyiz Okuldayız
Zil Sesi Yok


Ekim 2007'den bugüne kadar 952523 ziyaretçi (1999426 klik) burdaydı!
markalife
Sitedeki projeleri alıp kullanmak, yayımlamak serbesttir. Site sahipleri lütfen etkin bağlantı (webmasterlar aktif link) veriniz.
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol