semerşah
beşir
efgan.net

 
Efkan Doğan
ANA SAYFA
AB Gençlik Programları
AB İçin Proje Sunusu
Açık Hava Resim Sergisi
Akran Arabuluculuğu
Askıda Kitap Projesi
Askıda Kırtasiye Projesi
Ayın Konukları
Başarı Hikayeleri
Bilgi Merdiveni
BİLSEM
Bilgi Paylaşımı Forumu
Bir Sürprizim Var
Bir Varmış Bir Yokmuş
Branş Derslikleri
Camlı Sınıf Kapıları
COMENIUS 1
Danışmanız Biz *2007 Şampiyonu
Derslik Donatma Projesi
Disiplin Takip Formu
Dürüstlük Dolabı ve Beslenme Dostu Okul Projesi
Eğitimde Alternatif Uygulamalar
Eğitim Reformu Girişimi
Eğitimde Ödüllendirme
E.P. Ödüllendirme Yönergesi
Eğitimde Kalite Ödülü
Eğitim Yarışmaları
E-Sergi Uygulaması
Gönüllü Ders Liderliği
Gönüllü Kütüphaneci
Gördüklerim, Duyduklarım
Günün Sorusu
Günün Sözü Uygulaması
Hadi Gali Gel de Beraber
Her İnsan Değerlidir
Kalitesiz Öğretmeni Nasıl Tanırsınız
Kantinde ‘kantinci’ yok
Kantinde meyve
Kelime Hazinesi Kutusu
Kötü Söz Söylemeyelim
Mavi Kart
MEGEP
Müzede Eğitim
Ney ve Su Sesi Eşliğinde Ders
Okul Televizyonu Projesi
Oyun Parkı
Öğretmen Gelişim Kitaplığı
Öğretmene Karne
Öğretmenlere Tavsiyeler
Öğretmenin İnternet Sitesi
Öğretmen Kürsüsü Projesi
Öğretmen Proje Yarışması
Öğretmenler İlköğretim Okulu
Örnek Sınıflar, Örnek Öğretmenler
Proje Bayramı
Proje Klasörü Projesi
Proje Paylaşımı Projesi
Sabah İçtiması
Sadaka Köşesi
Sanat,Tarih Fen Koridorları
Sınıflararası Kültürel İkram
Sizden Gelenler
=> Okulda Mikroorganizmaların Dezenfeksiyonu
=> Adana, Sarıçam MEM Projeleri
=> Yaratıcılığı Öldürmenin 10 Kolay Yolu
=> Veliden Öğretmeni Şok Eden Çıkış
=> Dersleri İyi Olsun
=> Akademik Eğitim Çocukların Hayatta Başarılı Olmaları İçin Yeterli Değil
=> Eğitici Kısa Filmler
=> Eğitici Filmler
=> Öğretmenlerin izlemesi gereken eğitim temalı filmler
=> 5 bin pet şişeden 'Dünya' yaptılar
Sınıfına Sahip Çık
Okulda Sadaka Taşı Projesi
Sürekli Sergi Salonu
Şiirli Karneler
TABİP
Teşekkür Ziyareti
Toplantı ve Faaliyet Çizelgesi
Törenlerin Kutlama Şekli
Ulusal Ajans
Veli Kitabı
Web Tabanlı Projeler
Zil Sesi Yok
Veliyiz Okuldayız
Ziyaretçi Defteri
 

Okulda Mikroorganizmaların Dezenfeksiyonu

OKUL ORTAMINDAKİ MİKROORGANİZMALARIN SAPTANMASI VE DEZENFEKSİYONU 


Mustafa Katı
Selimiye Anadolu Tarım Meslek Lisesi
Üsküdar/İstanbul


İÇİNDEKİLER

Özet ………………………………………………………………………………... 3

Amaç …………………………………………………………...…………………. 3

Giriş………………………………………………………………………………... 4

Sağlıklı bir ortam nasıl olmalıdır ?............................................................................ 5

Bakteriler, insan sağlığı ve bakterilerin neden olduğu hastalıklar………..………... 5

İnsan florasındaki bakteriler ve genel özellikleri ………………………………….. 6

Dezenfeksiyon için kullanılan malzemenin genel özellikleri..…………………….. 9

Materyal ve yöntem …………...…………………………………………………... 9

Deney bulguları ...…………….………………………………………………….. 12

Elde edilen bulguların grafikleri…………………………………………………... 14

Tartışma ve sonuç.………………………………………………………………… 15

Teşekkür ……...…………………………………………………………………… 16

Kaynaklar …………………………………………………………………….…... 17


Özet 
Hastalandırıcı etmenler hava, su ve çevre yoluyla bulaşmaktadır (1). Çevre kaynaklı mikroorganizmalardan bakteriler, mantarlar veya parazitler; su, toz zerrecikleri yoluyla bulaşabilmektedir (2). Toplum bireylerinin yararlandığı yerler, yeterli sağlık koşullarına sahip değilse oradan yararlananların sağlıklarını tehlikeye düşürür. Bir takım bulaşıcı hastalık etkenlerinin toplumun diğer bireylerine taşınmasına yol açar. Günümüzün büyük bölümünün geçtiği okullarda sağlıklı bir ortam olmalıdır. Bir ortamın sağlıklı olması, ortamın temiz olmasını gerektirir. Kullanılması gereken temizlik maddesi hem tüm mikroorganizmaları öldürebilmeli hem de erişilmesi ve kullanımı kolay olmalıdır.
Okulumuzdan aldığımız sürüntülerle yaptığımız deneylerde okulumuzda kullanılan temizlik maddelerinin tam bir dezenfektan olmadığını saptadık. Okulumuzun çeşitli yerlerinden, temizlik sonrası aldığımız sürüntülerin tümünde E. Coli, S. Epidermidis, Difteroid basil, Basillus sp. gibi bakterilerin ürediğini gördük. Bundan yola çıkarak, hangi temizlik maddesinin okulumuzda dezenfektan olarak kullanılması gerektiğini araştırdık. Başarılı bir temizlik maddesi olarak, hem erişilmesi kolay olduğundan, hem fiyat performansı bakımından, hem de bir dezenfektan olarak görevini en iyi şekilde yerine getirmesinden dolayı sodyum hipokloriti okulumuzda kullanılması gereken dezenfektan olarak seçtik. Yaptığımız deneylerde, sodyum hipokloritle temizlenen yüzeylerden alınan sürüntülerde hiçbir bakteri üremesinin olmadığını saptadık. Bu yüzden, bakteri üremesinin saptanmadığı deneyde sodyum hipokloritin temizlikte yeteri kadar kullanılması gerektiği tespit edilmiştir. Geleceğin temsilcileri olan gençlerin sağlıklı yetişip sağlıklı bir nesil oluşturmalarını istiyorsak, yaşadıkları ortamları dezenfekte etmek ve bu dezenfeksiyon sırasında doğru temizlik maddeleri kullanmak gereklidir. Bir dezenfektan, tüm mikroorganizmaları öldürebilmelidir, stabil olmalıdır, hızlı etki etmelidir, uygulanacağı eşyaya zarar vermemelidir, toksik olmamalıdır, sıradan temizlik araçları ile geçimsiz olmamalıdır, nötral pH’de suda çözünebilmelidir, organik ajanlarla aktivitesi kaybolmamalıdır, renksiz ve kokusuz olmalıdır, çevreye zarar vermemelidir, herhangi bir pH’de aktif olabilmelidir, ucuz ve kullanımı kolay olmalıdır. Sodyum hipoklorit bir dezenfektanın sahip olması gereken tüm özelliklere sahiptir. Öte yandan sodyum hipoklorit erişilmesi kolay ve pahalı olmayan bir maddedir.
Çalışmamızda önerdiğimiz sodyum hipoklorit bir dezenfektanın bulundurması gereken özellikleri taşıdığından, her yönden avantajlı ve amacımıza en iyi şekilde hizmet eden bir maddedir.


Amaç
Çalışmamızda, okulumuzda musluk başı, merdiven trabzanı ve öğrenci sıraları gibi yüzeylerdeki bakteriyel kontaminasyonun temizlik öncesi ve sonrası durumunun saptanması ve bu mikroorganizmaların yok edilmesi için uygun temizlik maddesinin önerilmesi amaçlanmaktadır.
Çalışmamızın ana düşüncesi, yaşamımızın çoğunu geçirdiğimiz okullarda genel temizliğin önemine dikkat çekerek, mikrobiyal kontaminasyonu olabildiğince azaltıp genç nesiller için sağlıklı bir ortamın nasıl oluşturulacağı hakkında bilgi vermektir.


GİRİŞ:
Çalışmamızda hijyenin okullarda önemi, mikrobiyal kontaminasyona karşı alınabilecek önlemlerden en önemlisi olan dezenfeksiyon ve dezenfeksiyonda kullanılması gereken malzemelerden söz edilmektedir. Bulunduğumuz çevredeki eşyalardaki ve havadaki mikroorganizmalar sağlığımızı tehdit edebilir
Ellerimiz de mikroorganizmaların taşınmasına aracılık etmektedir. Genel olarak deride; özel olarak da ellerde birisi devamlı yerleşik olan kalıcı, diğeri de (kısa süreli kontaminasyon sonucu bulaşan) geçici olmak üzere iki tür mikroorganizma topluluğu bulunur(3). . Sabun ve su ile yapılan basit bir el yıkamada bu bakterilerin tamamı (kalıcı florayı oluşturan mikroorganizmalar dışında) uzaklaştırılabilmektedir. Ancak araştırmalar el yıkarken kullanılan musluklar, lavabolar ve musluktan akan suyun mikrobiyolojik kirliliğine dikkat çekmektedir(4,5). Hastane ortamındaki lavabo musluklarının ve sıvı sabun rezervuarlarının mikrobiyal kontaminasyonun incelendiği bir çalışmada ise musluk vanalarının sabah %75’inde, akşam %86’sında; sıvı sabun rezervuarlarının sabah %53’ünde, akşam %84’ünde -koloni miktarları sayılabilir yoğunlukta olmak üzere- çeşitli üremelerin saptandığı bildirilmektedir(40). Ayrıca okullardaki havalandırma ve bina ile ilişkili sağlık sorunları da bulunmaktadır(6). Binaya bağımlı olarak değişkenlik gösteren kapalı alan atmosferinin öğretmen ve öğrencilerin sağlığı üzerinde çeşitli etkileri olduğu da görülmektedir(7). Hastane ortamında bile çok sık olmamakla birlikte tavan ve duvarların infeksiyon kaynağı olabileceği ve alınması gereken önlemler de bildirilmektedir(8). Hastane ortamında da infeksiyonları önlemede en önemli yöntem el yıkamadır(9). Çevresel mikrobiyolojik kirlilik, bilimsel araştırmalarda da vurgulandığı gibi yaşadığımız her tür ortamda saptanmaktadır.
Sonuç olarak günümüzün büyük bölümünü geçirdiğimiz okul ortamında bulunan merdiven trabzanları, musluk başları, tuvalet kapı kolları ve sıralar barındırdıkları bakterilerle sağlığımızı tehdit etmektedir. Öncelikle kişisel hijyen kurallarına dikkat edilmesi daha sonra genel temizliğin öneminin kavranmasının, mikrobiyal kontaminasyonu azaltarak sağlıklı bir ortam ve dolayısıyla sağlıklı bir nesil yaratacağını düşünmekteyiz.
Çalışmamızda, okulumuzda musluk başı, merdiven trabzanı ve öğrenci sıraları gibi yüzeylerdeki bakteriyel kontaminasyonun temizlik öncesi ve sonrası durumunun saptanması, sağlığımızı tehdit eden patojenlerin dezenfeksiyonu için doğru temizlik maddesinin bulunması amaçlanmaktadır.

SAĞLIKLI BİR ORTAM NASIL OLMALIDIR?
Günümüzün büyük bölümünün geçtiği okullarda sağlıklı bir ortam olmalıdır.
Sağlıklı bir ortamın özelliklerini ikiye ayırabiliriz. Bunlardan ilki fiziksel diğeri de biyolojik özelliklerdir. Fiziksel özellikler; ısı, aydınlatma, renk ve gürültüdür. Çalışma ortamındaki olumsuz çevre, monotonluk, ruhsal nedenler, sosyal streslerle birleşirse kişiyi hasta edebilir. Yaşanan fiziki mekânın yeterliliği ve kişinin kendini mutlu his­setmesinin sağlanması, iş verimi ve zihinsel üretkenliğin artması için ön koşullar mekânın yorgunluk üzerindeki etkisine örnektir(10). Hijyen; sağlıklı ortamın korunması, her türlü hastalık etmeninden arındırılmasıdır(11). Ayrıca hijyen, Latincede “Sağlıklı Ortam” anlamına gelmektedir. İnsanların psikolojik ve fizyolojik olarak sağlıklı ortamlarının korunması, her türlü hastalık etmenlerinden arındırılmasına bağlıdır(12)
Sterilite, yaşayan mikroorganizmaların steril olarak tanımlanan ortamlarda bulunmamasıdır. Steril ve steril olmayan, ama hijyenik olması gereken temiz yaşama alanlarının yapılandırılması ve iklimlendirilmesinde özel çözümler geliştirilebilmesi için öncelikle aşağıda sıralanan soruları iyi bir şekilde analiz etmek gereklidir:
1• Temizlik malzemesi ve insan sayısı nasıldır?
2• Temizlik için kullanılan ürünün insana ve/veya çevreye zararı olabilir mi?
3• Kirli malzeme ve atık akışı insana ve çevreye zarar vermeden nasıl düzenlenmelidir?
4• Duvar, tavan, aydınlatma ve yer sistemi nasıl oluşturulmalıdır?
5• Tüm alanlarda kullanılacak olan malzemelerin yüzeyleri nasıl olmalıdır?(13)

Hijyenin en üst düzeyde olması gereken hastane ortamını örnek vermek gerekirse, sağlık personeli kaynaklı hastane infeksiyonlarını önlemede sabun ve su ile el yıkamanın, el antiseptikleri ile karşılaştırıldığı birçok çalışma yapılmıştır. Bunların birçoğunda el antiseptiği kullanımının infeksiyonları önlemede sabun ve suyla yapılan el yıkamaya üstün olduğu gösterilmiştir. Örneğin ellerden rotavirüsün eliminasyonunda alkol bazlı el antiseptikleri su ve sabundan 100 kat daha etkin bulunmuştur. Yapılan çalışmalarda iş yoğunluğu arttıkça sağlık personelinin basit infeksiyon kontrol önlemleri ve el hijyeni konusunda dikkatinin azaldığı gösterilmiştir. Hijyenin bu denli önemli olduğu ortamlarda bile infeksiyon riski tamamen ortadan kaldırılamamıştır(14).
Türkiye’de yaşayan genç nüfusu düşündüğümüzde günün büyük bölümü okullarda geçmektedir. Sağlıklı bir nesil için dezenfeksiyon okullarda da büyük önem taşımalıdır.
1. BAKTERİLER, İNSAN SAĞLIĞI VE NEDEN OLDUKLARI HASTALIKLAR
Bakteriler insan sağlığı için yaşamsal önem taşır, ancak bazıları hastalıklara neden olarak önemli bir sağlık tehdidi halini alır. Deride ve sindirim sisteminde oldukça büyük sayılarda bakteri yaşar. Çoğalma hızları ısı ve ter ile artabilir. Bu organizmalar vücut kokusuna sebep olur ve sivilce oluşumunda rol oynar. İnsan bağırsağında 500den fazla bakteri türü bulunur ve bunlar genel olarak faydalıdır. Bunlar folik asit, K vitamini ve biyotin gibi vitaminleri sentezler ve zor sindirilen kompleks karbonhidratları fermente ederler. (17)(18) Floradaki bir diğer yararlı bakteri türü de süt proteinini laktik asite çeviren Lactobacillus’tur. (19) Bu tür bakteriyel kolonilerin varlığı potansiyel patojenik bakterilerin oluşumunu da engeller, ayrıca bazı yararlı bakteriler “probiyotik diyet ürünleri” olarak da satılmaktadır (20).
Bakterilerin büyük çoğunluğunun zararsız ve yararlı olmasına karşın bazı patojenik bakteriler hastalıklara yol açar. En yaygın bakteriyel hastalık Mycobacterium tuberculosis tarafından yayılan ve yılda 2 milyon kişinin ölümüne yol açan tüberkülozdur. Patojenik bakteriler dünyada önem taşıyan diğer hastalıkların yayılmasına da katkı sağlar; Streptococcus ve Pseudomonas bakterilerinin neden olduğu pneumonia ile Shigella, Campylobacter ve Salmonella bakterlerinin sebep olduğu gıda zehirlenmesi gibi. Patojenik bakteriler tetanos, enterik ateş, difteri, frengi ve cüzzam gibi infeksiyonlara da neden olur.
Her patojenik türün insan konağı ile arasında karakteristik bir etkileşim spektrumu vardır. Staphylococcus gibi bazı organizmalar deri enfeksiyonlarına, pneumoniaya, menenjite ve hatta ölüme gidebilen sepsise yol açabilir (21).  Yine de bu organizmalar aynı zamanda normal insan florasanın bir parçasıdır ve hiçbir zarar vermeden burun içinde veya deri üzerinde bulunur.  Rickettsialar (diğer organizmaların hücrelerinde gelişebilen bir hücre içi parazit türü) gibi bazı bakteriler ise hastalığa yol açar. Rickettsiaların bir çeşidi tifoya diğer bir çeşidi ise paratifoid teksas hummasına neden olur. Chlamydialar, bir diğer hücre içi parazit türüdür ve idrar yolu enfeksiyonu, pneumonia ve koroner kalp rahatsızlığına neden olabilir. (22) Pseudomonas aeruginosa, Burkholderia cenocepacia, ve Mycobacterium avium gibi bazı türler “fırsatçı patojenler”dir ve çoğunlukla hali hazırda bağışıklık sistemi veya kistik fibrozis sorunları olan insanlarda görülür (23)(24).

Bakteriyel enfeksiyonlar antibiyotiklerle tedavi edilebilir. Pek çok tipte antibiyotik vardır; örneğin chloramphenicol ve puromycin antibiyotikleri bakteri ribozomunun toksin üreten kısımlarının çalışmasını önler (25). Antibiyotikler hem insan sağlığını hem de yoğum tarımda, hayvan büyümesini koruma amaçlı kullanılır. Her iki kullanım da bakteri popülasyonlarındaki antibiyotik direncinin gelişimini hızlandırmada katkıda bulunabilir. (26) Enfeksiyonlardan piercing, iğne vb araçları kullanmadan önce sterilize edilmesi gibi antiseptik yöntemlerle de korunulabilir. Cerrahi müdahalelerde ve diş tedavilerinde kullanılan araçlar da sterilize edilerek bakterilerden korunmuş olunur. Sodyum hipoklorit gibi maddeler de bakteri ve diğer patojenleri öldürmede kullanılabilir.
2. İNSAN FLORASINDAKİ BAKTERİLER VE GENEL ÖZELLİKLERİ

İnsan vücudunda bulunan bakterilerin bazıları olumlu; bazıları olumsuz yönde etki etmektedir. Hastalık yapmayan bakterilere normal flora denir (15). İnsan vücudunda 500 - 100.000 farklı çeşitte bakteri bulunur. Bakteriler insan hücrelerinden daha küçüktür ve insan hücrelerine göre 10 kat daha fazla sayıdadır. ( 1015 -1014)(16)
İnsan vücuduna ait olan normal flora göz, ağız, burun, kalın barsak gibi yüzeylerde bulunur; bakteri hücrelerinin çoğu ise bağırsakta yaşar. İnsan vücudunda 4 temiz yer vardır: kan, idrar, beyin ve akciğer. Ancak bunlarda da infeksiyon yaşanabilir. Sindirim sistemindeki birçok bakteri insanların sindiremediği karbonhidratları sindirir. Kommensal yaşayan bakterilerin hemen hepsi anaerobtur yani oksijensiz yaşayabilirler. Normal floradaki bakteriler düşük bağışıklık sisteminde fırsatçı patojen olarak davranırlar(15). “E.coli” kalın bağırsakta yaşayan bir bakteridir. Bu bakteri genellikle model organizma olarak çalışılır ve en fazla anlaşılmış olan ve bilinen bakteridir. Bu bakteri değiştikten sonra E. coli O157:H7 hastalığına neden olur. Actinomyces viscosus ve a. Naeslundii gibi bakteriler ağızda yaşar ve plak tabakalarının bir parçası olurlar. Bu bakteriler diş fırçalamayla yok edilmezlerse tartara dönüşürler. Bu bakteriler salgıladıkları salgılarla diş enamellerine ve çürüklerine sebep olur.



Difteroid Basil: Deride en sık rastlanan flora üyelerinden anaerobik difteroid basiller, hemoliz oluşturmayan stafilokoklar ve streptokoklardandır. (32)

Escherichia coli: Genelde E. coli kısaltması ile veya koli basili olarak bilinen Escherichia coli, memeli hayvanların kalın bağırsağında yaşayan faydalı bakteri türlerinden biridir. Normalde bağırsakta yaşadığı için, E. coli 'nin çevresel sularda varlığı dışkı kirlenmesinin bir belirtisidir. İnsanın bir günde dışkı yoluyla vücudundan geçen E. coli bakteri sayısı 100 milyar ila 10 trilyon arasındadır(33). Dışkıyı oluşturan bakteriler başlıca anerobik bakterilerdir, seçmeli anerobik E. coli hücrelerinin sayısı diğer bakteri türlerinin binde biri dolayındadır. Başka hayvanlarda etkisiz olan bazı E. coli tipleri insana bulaştıklarında hastalık yapabilirler. Bunların en ünlüsü sayılan O157:H7 adlı serotip kanlı ishale ve ölüme yol açabilir(34)

Staphylococcus epidermidis: Deri ve üst solunum yolları mukozasında bulunur. Kültürlerinde ve infeksiyon materyalinden yapılan preparatlarda ikili ve dörtlü gruplar halinde veya tek tek koklar olarak görülür. Fırsatçı patojen olan bu mikroorganizma, yumuşak dokuların abselerinden ve yaralarından, pnömoni, artrit, menenjit, ampiyem, sepsis, endokardit, konjonktivit ve sistit gibi infeksiyonlardan soyutlanmıştır(35).

Basillus sp. : Basillus cinsi bakteriler doğada yaygın olarak bulunan, gram pozitif, aero, endospor oluşturan ve katalaz olumlu mikroorganizmalardır. Tanımlanmış 51 türü bilinmesine rağmen taksonomik olarak yeri tam belirlenmemiş gruplar da halen mevcuttur. Patojen kabul edilen B. anthracis, fırsatçı patojen olabilen B. subtilis ve gıda zehirlenmelerine neden olan B. cereus dışındaki türler insan ve hayvanlarda hastalık oluşturmadığı bilinmekte olup diğer türlerin bazıları insanların doğal florasında yer alabilmektedir(36).

Klebsiella sp. : Klebsiella sp genellikle sindirim sisteminde bulunan ve bacteremia, zatürre, idrar yolu enfeksiyonu gibi hastalıklara yol açan fırsatçı bir patojendir(37).






2. A) Patojenler: 
Salmonella typhimurium (kırmızı) patojeninin insan hücresindeyken, renkli elektron mikroskobu ile çekilmiş fotoğrafı

Eğer bir bakteri parazit formunda başka bir organizmayla ilişki içinde olursa buna patojen denir. Patojenik bakteriler hastalıklarda ve ölümlerde temel sebep olmuştur. Ayrıca bu bakteriler tetanos, karahumma, difteri, frengi, kolera, , cüzzam ve tüberkülos gibi infeksiyonlara da yol açarlar. Patojenik nedenli hastalıklar oluşumlarından çok sonra keşfedilmişlerdir. H. pylori , peptik ülser ilk saptamalarından çok sonra keşfedilmiştir. Bakteriyel hastalıklar tarımda da büyük önem taşır. Örneğin bitkilerde yaprak çürümesi ve lekelenmesi, çiçeğin solması; çiftlik hayvanlarında da Johne's disease, salmonella ,meme iltihabı ve şarbon gibi bakteriyel hastalıklar gözlemlenir. (27)
Her patojen yuvalandıkları insan organizmalarına göre değişik karakter gösterir. Bazı organizmalar zatürre, menenjit gibi çeşitli infeksiyonlarına neden olurlar. Bu bakteriler normal insan florasında bulunmalarına (özellikle deride ve burunda olmak üzere) rağmen hiç bir hastalığa neden olmazlar. Diğer organizmalar hastalıklara sebep olabilirler örneğin rickettsia. Rickettsia gibi başka canlıların hücre içlerinde yaşamlarını sürdürebilen canlılar insan vücudunda hastalıklara neden olabilirler. (28)


3. DEZENFEKSİYON İÇİN KULLANILAN MALZEMENİN ÖZELLİKLERİ

Tüm mikroorganizmaları öldürebilmelidir
Stabil olmalıdır.
Hızlı etki etmelidir
Uygulanacağı eşyaya zarar vermemelidir
Toksik olmamalıdır
Sıradan temizlik araçları ile geçimsiz olmamalıdır
Nötral pH’de suda çözünebilmelidir
Organik ajanlarla aktivitesi kaybolmamalıdır
Renksiz ve kokusuz olmalıdır
Çevreye zarar vermemelidir
Herhangi bir pH’de aktif olabilmelidir
Ucuz ve kullanımı kolay olmalıdır. (29)


4) MATERYAL VE YÖNTEM


4.1 DENEYDE KULLANILAN CİHAZLAR VE MALZEMELER:

1) Sürüntüleri almak için silgiç
2) Besiyeri olarak koyun kanı agar ve EMB agar
3) Kolonilerden boyalı preparat hazırlamak için serum fizyolojik ( %0.9 luk tuzlu su)
4) Lam, lamel
5) Boyalı preparatların incelenmesi için ışık mikroskobu
6) Bakterilerin boyalı mikroskobik incelemesinde kullanılmak üzere Gram boya seti (kristal viyole, lugol, alkol, sulu fuksin)
7) Boyalı preparatı incelemek için immersiyon yağı
8)Bakterilerin identifikasyonunda kullanılmak üzere bakteri tanımlama kiti ve identifikasyon cihazı.( Becton-dickinson yarı otomatik bakteri identifikasyon cihazı)
9) Katalaz testinin yapımında hidrojen peroksit
10) Koagülaz testi yapımında tavşan serumu
11) 37 santigrat derecelik etüv
12) İnce deney tüpü
13) Oksidaz testi için %1'lik tetrametil para fenilen diamin dihidroklorid solusyonu
14) Steril petri kabı
15) Filtre kâğıdı


4.2 DENEYİN YAPILIŞI

1.deney: Cuma günü okul çıkışında, temizlik yapılmadan önce sürüntü alınacak bölgeleri belirledik. Merdiven trabzanı, tuvalet musluk başı, öğrenci sırası ve tuvalet kapı kollarından silgiç ile sürüntü alındı. Alınan sürüntüler koyun kanı agar ve emb agar besiyerlerine sürüldü. Aynı gün hastanenin mikrobiyoloji laboratuarına götürülerek 37oC’lik etüve kaldırıldı, 24 saat enkübe edildi. Daha sonra üreyen kolonilerden tek tek preparat hazırlanarak gram boya ile boyandı. Işık mikroskobunda immersiyon yağı damlatılarak incelendi. Gram pozitif tek, ikili veya çoklu gruplar halinde görülen kokların stafilokok olduğundan kuşkulanılarak biyokimyasal incelemeler yapıldı. Gram pozitif boyanmış (mavi-mor) x, v, y harfleri biçiminde görülen çomakçıkların difteroid basil olabileceği düşünülerek ileri biyokimyasal incelemeler yapıldı. Boyalı preparatlarda ayrıca gram negatif(pembe) boyanmış çomakçıklar gram pozitif boyanmış bambu kamışı biçiminde büyük çomakçıklar gözlendi. Bu bakteri türlerinin her birinin farklı koloniler oluşturduğu gözlendi. Preparat incelemesi, biyokimyasal testler ve otomatik identifikasyon cihazında bakterinin tanımlanmasında aynı koloni kullanıldı. İşlem her koloni için yinelendi. Elde edilen bulgular kaydedildi.


Mikroskobik inceleme sonrası kullanılan biyokimyasal testler:

1)Stafilokok kuşkulu bakteriler için;
A.Katalaz testi: Lam üzerinde bakteri kolonisinin serum fizyolojikle süspansiyonu hazırlandı. Üzerine 20 mikrolitre hidrojen peroksit reaktifinden damlatıldı. Hava kabarcıklarının görülmesi testin pozitif olduğunu gösterdi. Stafilokoklar, E.coli, difteroid basiller katalaz pozitif bulundu.
B.Koagülaz testi: tavşan serumu %9’luk NaCl ile 1/5 oranında su ile seyreltilir. İnce deney tüpüne 0,5 mililitre konur stafilokok kolonilerinden alınarak deney tüpüne karıştırılır. 37oC’lik etüve konur, saatte bir kontrol edilerek 4 saat etüvte tutulur. Pıhtılaşma olup olmadığı kontrol edilir. Bir gece de oda ısısında bekletilerek test tamamlanır. Pıhtılaşma olduysa test pozitif kabul edilir. S.aureus koagülaz pozitiftir. Bu testin amacı S.epidermidis ve S. Aureus bakterilerini birbirinden ayrımaktır.
2) Gram negatif bakterilerde yapılan testler
A.Oksidaz testi: Oksidaz testi için, steril şişeler içinde %1'lik tetrametil para fenilen diamin dihidroklorid solusyonu (hazır ticari kimyasal) hazırlandı. Steril-plastik petri plağının tabanına filtre kağıdı yerleştirildi. Üzerine reaktif damlatıldı. Plastik bir iğne öze veya tahta stik kullanılarak besiyerindeki kolonilerden biri alındı ve bunlar filtre kağıdına yayıldı. (Nikrom inoküle iğnelerinin kullanılmaması gerekir. Çünkü bu metalle yanlış pozitif sonuçlar alınabilmektedir.). 10 sn içinde mavi-siyah veya pembe renk gelişmesi pozitif reaksiyon olarak kabul edildi.
Testimizde oksidaz pozitif bakteri bulunmadı. E.coli ve klebsiella türleri oksidaz negatif katalaz pozitif olup barsak florasında yer alan bakterilerdendir.

2.deney: Okulun kullandığı temizlik maddeleri ile temizlik yapıldıktan sonra öğrenciler binaya girmeden önce pazartesi sabahı yeniden merdiven trabzanı, tuvalet musluk başı,
öğrenci sırası, tuvalet kapı kollarından silgiçlerle sürüntü alındı. Sürüntüler koyun kanı agar ve emb agar besiyerlerine sürüldü. Aynı gün hastanenin mikrobiyoloji laboratuarına götürülerek 37 santigrat derecelik etüve kaldırıldı 24 saat enkübe edildi. Daha sonra üreyen kolonilerden tek tek preparat hazırlanarak gram boya ile boyandı. Işık mikroskobunda immersiyon yağı damlatılarak incelendi. Gram pozitif tek, ikili veya çoklu gruplar halinde görülen kokların stafilokok olduğundan kuşkulanılarak biyokimyasal incelemeler yapıldı. Gram pozitif boyanmış (mavi-mor) x, v, y harfleri biçiminde görülen çomakçıkların difteroid basil olabileceği düşünülerek ileri biyokimyasal incelemeler yapıldı. Boyalı preparatlarda ayrıca gram negatif(pembe) boyanmış çomakçıklar gram pozitif boyanmış bambu kamışı biçiminde büyük çomakçıklar gözlendi. Bu bakteri türlerinin her birinin farklı koloniler oluşturduğu gözlendi. Preparat incelemesi, biyokimyasal testler ve otomatik identifikasyon cihazında bakterinin tanımlanmasında aynı koloni kullanıldı. İşlem her koloni için yinelendi. Elde edilen bulgular kaydedildi.



3.deney: Yine öğrenciler binaya girmeden önce sabah merdiven trabzanı, tuvalet musluk başı, öğrenci sırası, tuvalet kapı kollarından silgiçlerle sürüntü alındı. Sürüntüler koyun kanı agar ve emb agar besiyerlerine sürüldü. Aynı gün hastanenin mikrobiyoloji laboratuarına götürülerek 37 santigrat derecelik etüve kaldırıldı 24 saat enkübe edildi. Daha sonra üreyen kolonilerden tek tek preparat hazırlanarak gram boya ile boyandı. Işık mikroskobunda immersiyon yağı damlatılarak incelendi. Gram pozitif tek, ikili veya çoklu gruplar halinde görülen kokların stafilokok olduğundan kuşkulanılarak biyokimyasal incelemeler yapıldı. Gram pozitif boyanmış (mavi-mor) x, v, y harfleri biçiminde görülen çomakçıkların difteroid basil olabileceği düşünülerek ileri biyokimyasal incelemeler yapıldı. Boyalı preparatlarda ayrıca gram negatif(pembe) boyanmış çomakçıklar gram pozitif boyanmış bambu kamışı biçiminde büyük çomakçıklar gözlendi. Bu bakteri türlerinin her birinin farklı koloniler oluşturduğu gözlendi. Preparat incelemesi, biyokimyasal testler ve otomatik identifikasyon cihazında bakterinin tanımlanmasında aynı koloni kullanıldı. İşlem her koloni için yinelendi. Elde edilen bulguların 2. deney ile paralellik gösterdiği tespit edildi. Elde edilen bulgular yeniden kaydedildi.



4. deney: Temizlikten sonra aldığımız sürüntülerde bakterilerde önemli miktarda azalma olduğu fakat tamamen yok olmadığı gözlendi. Bunun üzerine sodyum hipoklorit ile temizlik tekrarlandı. Öğrenciler binaya girmeden önce pazartesi sabahı yeniden merdiven trabzanı, tuvalet musluk başı, öğrenci sırası, tuvalet kapı kollarından silgiçlerle sürüntü alındı. Sürüntüler koyun kanı agar ve emb agar besiyerlerine sürüldü. Aynı gün hastanenin mikrobiyoloji laboratuarına götürülerek 37oC’lik etüve kaldırıldı 24 saat enkübe edildi. Daha sonra üreyen kolonilerden tek tek preparat hazırlanarak gram boya ile boyandı. Işık mikroskobunda immersiyon yağı damlatılarak incelendi. Gram pozitif tek, ikili veya çoklu gruplar halinde görülen kokların stafilokok olduğundan kuşkulanılarak biyokimyasal incelemeler yapıldı. Gram pozitif boyanmış (mavi-mor) x, v, y harfleri biçiminde görülen çomakçıkların difteroid basil olabileceği düşünülerek ileri biyokimyasal incelemeler yapıldı. Boyalı preparatlarda ayrıca gram negatif(pembe) boyanmış çomakçıklar gram pozitif boyanmış bambu kamışı biçiminde büyük çomakçıklar gözlendi. Bu bakteri türlerinin her birinin farklı koloniler oluşturduğu görüldü. Preparat incelemesi, biyokimyasal testler ve otomatik identifikasyon cihazında bakterinin tanımlanmasında aynı koloni kullanıldı. İşlem her koloni için yinelendi. Elde edilen bulgular kaydedildi.



DENEY BULGULARI:


TEMİZLİKTEN ÖNCE


Bakteri türü


Üreme miktarı

Tuvalet musluk başı

E.coli
S.epidermidis
Klebsiella sp.
Difteroid basil
Basillus sp.

Çok yoğun


Öğrenci sırası
S. epidermidis
Difteroid basil
Yoğun

Tuvalet kapı kolu


Basillus sp.
S. epidermidis
E.coli
Çok yoğun


Merdiven trabzanı


E.coli
S.epidermidis
Difteroid basil
Basillus sp.
Klebsiella sp.

Yoğun


TEMİZLİKTEN SONRA


Bakteri türü


Üreme miktarı

Tuvalet musluk başı

E. coli
S. epidermidis
Difteroid basil

2-3 koloni
Öğrenci sırası
S. epidermidis

1-2 koloni


Tuvalet kapı kolu

Basillus sp.
S. epidermidis

2-3 koloni


Merdiven trabzanı

E.coli
S.epidermidis
Difteroid basil
Basillus sp.

2-3 koloni


SODYUM HİPOKLORİTLE TEMİZLİKTENDİKTEN SONRA


Üreme miktarı
Tuvalet musluk başı
Bakteri üremesi saptanmadı

Öğrenci sırası
Bakteri üremesi saptanmadı

Tuvalet kapı kolu
Bakteri üremesi saptanmadı


Merdiven trabzanı
Bakteri üremesi saptanmadı


Sodyum hipokloritle temizlik sonrası hastalandırıcı etmenler tamamen ortadan kaldırılmıştır.


Sodyum Hipoklorit Kullanma Nedenleri:
Yeni dezenfektan maddeler çıkmış olmasına karşın çamaşır suyu halen yerini korumaktadır. Kullandığımız çamaşır suyunda 5% oranında klor bulunmaktadır.(30)
Çamaşır suyunda en yaygın kullanılan konsantrasyon 0.1-0.5%, temas süresi 10-30 dakikadır(31). Öte yandan sodyum hipoklorit maddesi erişilmesi kolay ve pahalı olmayan bir maddedir.

4.3 TARTIŞMA VE SONUÇ:

Yeteri kadar sodyum hipoklorit kullanılarak okul temizliği yapıldığında bakteri üremesi saptanmamıştır. Geleceğin temsilcileri olan gençlerin sağlıklı yetişip sağlıklı bir nesil oluşturmalarını istiyorsak, yaşadıkları ortamları dezenfekte etmek ve bu dezenfeksiyon sırasında doğru temizlik maddeleri kullanmak gereklidir. Çalışmamızda önerdiğimiz sodyum hipoklorit maddesi her yönden avantajlı ve amacımıza en iyi şekilde hizmet eden bir maddedir. Kullandığımız sodyum hipokloritte 5% oranında klor bulunmaktadır.(30)
Bu dezenfektanda en yaygın kullanılan konsantrasyon 0.1-0.5%, temas süresi 10-30 dakikadır(31). Bir dezenfektan, tüm mikroorganizmaları öldürebilmelidir, stabil olmalıdır, hızlı etki etmelidir, uygulanacağı eşyaya zarar vermemelidir, toksik olmamalıdır, sıradan temizlik araçları ile geçimsiz olmamalıdır, nötral pH’de suda çözünebilmelidir, organik ajanlarla aktivitesi kaybolmamalıdır, renksiz ve kokusuz olmalıdır, çevreye zarar vermemelidir, herhangi bir pH’de aktif olabilmelidir, ucuz ve kullanımı kolay olmalıdır. Sodyum hipoklorit bir dezenfektanın sahip olması gereken tüm özelliklere sahiptir. Öte yandan sodyum hipoklorit maddesi erişilmesi kolay ve pahalı olmayan bir maddedir.
Ülkemizdeki tüm okullarda hijyene önem verilmeli, ekonomik ve uygun olan temizlik malzemeleri kullanılmalıdır. Sağlıklı bir gelecek yönünden, rutin okul denetlemelerinde hijyen dikkatle gözönüne alınmalıdır.
Günümüzün büyük bölümünü geçirdiğimiz okul ortamında bulunan merdiven trabzanları, musluk başları, tuvalet kapı kolları ve sıralar barındırdıkları bakterilerle sağlığımızı tehdit edebilmektedirler. Öncelikle kişisel hijyen kurallarına dikkat edilmesi daha sonra genel temizliğin öneminin kavranmasının, mikrobiyal kontaminasyonu azaltarak sağlıklı bir ortam ve dolayısıyla sağlıklı bir nesil yaratacağını düşünmekteyiz.


KAYNAKLAR:
1.Kyriakides GK, Zinneman HH, Hall WH, Arora VK, Lifton J, DeWolf WC, et al. Immunologic monitoring and aspergillosis in renal transplant patients. Am J Surg 1976;131:246-52.
2.Microbial contamination in airplane cabins: health effects and remediation. In: “The handbook of environmental chemistry” series “Air quality in air plane cabins and similar enclosed spaces” book. 2005 Springer Berlin / Heidelberg 151-167
3.Köksal F. El yıkama. Ed. Günaydın M, Esen Ş, Saniç A, Leblebicioğlu H. Samsun İnfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Araştırmaları Derneği Simad Yayınları No 1. 2001. Sterilizasyon Dezenfeksiyon Kongresi konuşma metni 23.
4.Doring G, Ulrich M, Muller W, Bitzer J, Schmidt-Koenig L, Munst L, Grupp H, Wolz C, Stern M, Botzenhart K. Generation of Pseudomonas aeruginosa aerosols during handwashing from contaminated sink drains, transmission to hands of hospital personnel, and its prevention by use of a new heating device. Zentralbl Hyg Umweltmed 1991;191(5-6): 494-505.
5.Ferroni A, Nguyen L, Pron B, Quesne G,Brusset MC, Berche P. Outbreak of nosocomial urinary tract infections due to Pseudomonas aeruginosa in a paediatric surgical unit associated with tap-water contamination. J Hosp Infect 1998; 39(4): 301-7.
6.Daisey JM, Angell WJ, Apte MG. Indoor air quality, ventilation and health symptoms in schools: an analysis of existing information. Indoor Air 2003;13 (1): 53–64.
7.Keskin Y, Özyaral O, Başkaya R, Lüleci NE, Avcı S, Acar MS .Bir lise binası kapalı alan atmosferine ait mikrobiyolojik içeriğin hasta bina sendromu açısından öğretmen ve öğrenciler üzerindeki etkileri. IX. Halk Sağlığı Kongresi. Poster sunumu. 3-6 Kasım 2004; Ankara
8.American Institute of Architects. Guidelines for design and construction of hospital and health care facilities, 1996-97. Washington: American Institute of Architects Press; 1996.
9.Noskin GA, Peterson LR. Engineering Infection Control through Facility Design. Emerging infectious diseases. 2001;7(2):354-357
10.http://www.mcaturk.com/epsikiyatri_640.html
11.T.C. Sağlık Bakanlığı Temel Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü Gıda Güvenliği Daire Başkanlığı yayını Dr. Dyt. S. BİLİCİ Araş. Gör. M. F. UYAR Prof. Dr. Y. BEYHAN Prof. Dr. F. SAĞLAM Ekim-2006 ANKARA Sinem Matbaacılık sayfa 5- 16
12.http://www.gata.edu.tr/kitap/1_BOLUM/5__HASTANE_HIJYENI-son-D.pdf sayfa 59
13.VI. ULUSAL TESİSAT MÜHENDİSLİĞİ KONGRESİ VE SERGİSİ H. Metin KENTER 2003-13
14.http://www.das.org.tr/tr/dosya/kongre/kong2003/09.htm
15.(1996) "Bacteriology": Chapter 6. Normal Flora. University of Texas Medical Branch at Galveston.
16.Sears CL (2005 Oct;11). "A dynamic partnership: celebrating our gut flora" (5): 247-51. Academic Press. 
17.O'Hara A, Shanahan F (2006). "The gut flora as a forgotten organ". EMBO Rep 7 (7): 688 – 93. PMID 16819463. 
18.Zoetendal E, Vaughan E, de Vos W (2006). "A microbial world within us". Mol Microbiol 59 (6): 1639 – 50. PMID 16553872. 
19.Gorbach S (1990). "Lactic acid bacteria and human health". Ann Med 22 (1): 37 – 41. PMID 2109988. 
20.Salminen S, Gueimonde M, Isolauri E (2005). "Probiotics that modify disease risk". J Nutr 135 (5): 1294 – 8. PMID 15867327. 
21.Fish D. "Optimal antimicrobial therapy for sepsis". Am J Health Syst Pharm 59 Suppl 1: S13 – 9. PMID 11885408. 
22.Belland R, Ouellette S, Gieffers J, Byrne G (2004). "Chlamydia pneumoniae and atherosclerosis". Cell Microbiol 6 (2): 117 – 27. PMID 14706098. 
23.Heise E. "Diseases associated with immunosuppression". Environ Health Perspect 43: 9 – 19. PMID 7037390. 
24.Saiman, L. "Microbiology of early CF lung disease". Paediatr Respir Rev. volume = 5 Suppl A: S367–369.  PMID 14980298
25.Yonath A, Bashan A (2004). "Ribosomal crystallography: initiation, peptide bond formation, and amino acid polymerization are hampered by antibiotics". Annu Rev Microbiol 58: 233 – 51. PMID 15487937. 
26.Khachatourians G (1998). "Agricultural use of antibiotics and the evolution and transfer of antibiotic-resistant bacteria". CMAJ 159 (9): 1129-36. PMID 9835883. 
27.Fish D. "Optimal antimicrobial therapy for sepsis". Am J Health Syst Pharm 59 Suppl 1: S13–9. PMID 11885408. 
28.Belland R, Ouellette S, Gieffers J, Byrne G (2004). "Chlamydia pneumoniae and atherosclerosis". Cell Microbiol 6 (2): 117–27. PMID 14706098
29.Klimik Dergisi l Cilt 13, özel Sayı l 2000, s:41-48 Dezenfeksiyon ve Sterilizasyon Yöntemleri M. Özyurt
30.Russel AD, Hugo WB, Ayliffe GAJ (eds):Principles and practice of disinfection,preservation,and sterilization.p47, 3rd ed, Oxford: Blackwell scientific Publications 1998.
31.Vosler JL. Mycobacterium tuberculosis and other nontuberculosis Mycobacteria. CR Mahon, G Manusela(eds). Textbook of Diagnostic Microbiology. P667,Saunders Company USA,2000
32.http://www.aof.edu.tr/kitap/EHSM/1213/unite07.pdf
33.Escherichia coli O157:H7. CDC Division of Bacterial and Mycotic Diseases. Retrieved on 2007-01-25.
34.Vogt, R.L.; L. Dippold (Mar-Apr 2005). "Escherichia coli O157:H7 outbreak associated with consumption of ground beef, June-July 2002". Public Health Reports 2: 174-178.
35.www.mikrobiyoloji.org/dokgoster.asp?dosya=943101100
36.Koneman EW, Allen SD, Jandan WM, Schreckenberger
37.PC, Winn WC. Color Atlas and Text Book of Diagnostic
38.Evaluation and Determinants of Airborne Bacterial Concentrations in School Classrooms Authors: Karen Bartlett1; Susan Kennedy1; Michael Brauer1; Chris Netten2; Barbara Dill3 Source: Journal of Occupational and Environmental Hygiene, Volume 1, Number 10, October 2004 , pp. 639-647(9)
39.Halk Sağlığı Kongresi. 3-6 Kasım 2004; Ankara(0): 0-0.
 BİR HASTANEDE ORTAK KULLANILAN TELEFONLARIN MİKROBİYOLOJİK KİRLİLİK DURUMLARININ İNCELENMESİ R. Oğur 1, Ö.F.Tekbaş 1, H. Torun 1, M. Hasde 2
40.Cilt 60, No 1, S : 23 – 26 Türk Hij Den Biyol Derg 2003 Hastane Ortamındaki Lavabo Musluklarının ve Sıvı Sabun Rezervuarlarının Mikrobiyal Kirliliklerinin Araştırılması Cücen Z., Erdem Y., Gamberzade Ş., Açıkgöz Z.C.

Sabah İçtiması
Sanat, Tarih, Fen … Koridorları
Sınıf Egzersizleri
Sınıf Kapıları Açık
Sınıf Kuralları Uygulaması
Sınıfına Sahip Çık
Sınıflararası Kültürel İkram
Sınırlarınızı Genişletin
Sizden Gelen Projeler
Sözlü Notunuz 100
Sürekli Sergi Salonu
Ekim 2007'den bugüne kadar 952455 ziyaretçi (1999108 klik) burdaydı!
markalife
Sitedeki projeleri alıp kullanmak, yayımlamak serbesttir. Site sahipleri lütfen etkin bağlantı (webmasterlar aktif link) veriniz.
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol