BBOM Eğitim Modeli, Alternatif Eğitim
BBOM okulunun eğitim programı, “tek-tip öğrenci” anlayışından tamamen farklı olan “çocuk merkezli” bir tasarıma dayalı olarak geliştirilecektir. Çocuk merkezli tasarımın temel özelliği, eğitim programının, hedef, içerik, öğretim stratejileri ve değerlendirme öğelerinin, çocukların ilgi, ihtiyaç ve bireysel öğrenme farklılıkları merkeze alınarak düzenlenmesidir. Bir başka deyişle bu anlayış, her çocuğun duygu ve düşünce dünyasının, yeteneklerinin ve ilgi alanlarının farklılığını temel alır ve şu ilkelere dayalıdır: Öğrencilerin çok yönlülüğünün ve farklılığının kabulü, kişisel motivasyonun öğrenme sürecinin başlangıç noktası sayılması, öğrenenin hata yapma hakkının kabul edilmesi, öğrenenin uygun öğrenme stratejilerini geliştirmek üzere desteklenmesi, öz-değerlendirmenin esas alınması. Bu ilkelerden hareketle, çocuk merkezli tasarımlar, eğitim sürecinde her çocuk için kendisine uygun özgün izlekler tasarlamasını hedefler.
Okulun eğitim programı geliştirilirken, çocuk merkezli tasarımın gereklilikleri ile Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) İlköğretim Programı’nın sunduğu olanaklar birleştirilecektir. 2005 yılında AB uyum süreci çerçevesinde yenilenen MEB İlköğretim Programı öğretim yöntem ve stratejileri, öğretim materyalleri ve değerlendirme teknikleri açısından her çocuğun kendisine uygun tasarımları hayata geçirilebilmesini desteklemektedir. MEB’in kazanımlar ve içerik hedefleri ise çocuk-merkezli özgün tasarımlara bütünüyle olanak tanımamaktadır. Bu nedenle geliştireceğimiz programda MEB İlköğretim Programı’nın içerik ve kazanımları temel kazanımlar olarak korunacak, bunlara ek olarak çocukların kendilerinin oluşturduğu hedefler de programa yansıtılacaktır.
Çocuk merkezli eğitim anlayışı, gözlem ve diğer bilimsel tekniklerden elde edilen veriler doğrultusunda her çocuk için en uygun strateji, yöntem, materyal ve değerlendirme tekniğinin belirlenmesini gerektirir. Öğretim yöntem ve stratejilerinin seçim ölçütü, konuya ya da öğrenci grubuna uygunluk yerine her çocuğun öğrenme stiline uygunluk olacaktır. Okulumuzda, hata kontrolünü içermesi nedeniyle, çocukların bağımsız çalışmalarına ve eğitimin bireyselleştirilmesine olanak sağlayan Montessori okuma yazma, coğrafya, biyoloji, matematik ve günlük yaşam materyalleri ile doğal maddelerden yapılan ve çocukların yaratıcıklarını geliştirmeyi hedefleyen Waldorf materyallerinden temel öğretim malzemeleri olarak yararlanılacaktır. Değerlendirme öğesinin temelini ise çocuğun kendine koyduğu bireysel hedefler doğrultusunda gerçekleştireceği öz değerlendirme ve öğretmeniyle-ailesiyle yapacağı değerlendirme gibi alternatif değerlendirme teknikleri oluşturacaktır. “Sonuç değerlendirme” yerine bireysel gelişiminin değerlendirilmesini içeren “süreç değerlendirme”ye ağırlık verilecektir.
Okulumuz, MEB’nın düzenlemeleri doğrultusunda hem mevcut programın güçlü yönlerini programın aslına uygun olarak uygulamak hem de alternatif uygulamalar ile bu programı destekleyen ve ötesine geçen uygulamalara yer vermek istemektedir. Eğitim programının kağıt üzerinden uygulamaya geçebilmesi, öğretmenlerin yeterliliğine ve programın dayalı olduğu eğitim felsefesini desteklemelerine bağlıdır. MEB İlköğretim Programı’nın kuramsal temellerini bilişselcilik ve yapılandırmacılık oluşturmaktayken halen eğitim fakültelerinde davranışçı ekolün hakim olduğu görülmektedir. Bu durum mevcut ilköğretim programının felsefesini benimsemeyen ve alternatif eğitim modellerini bilmeyen öğretmenlerin yetiştirilmesiyle sonuçlanmaktadır. Bu nedenle, okul projemizin en temel ayaklarından biri geliştireceğimiz eğitim programını uygulamaya geçirebilecek öğretmenlerin seçilmesi ve yetiştirilmesidir.
Öğretmen adayları, dernek bünyesinde oluşturulan, eğitimciler ve akademisyenlerden oluşan bir komisyon tarafından değerlendirilecektir. Değerlendirme sonucunda belirlenen öğretmenler 2010-2011 yılları arasında Yıldız Teknik Üniversitesi- Deutsche Montessori Vereinigung ortaklığı ile düzenlenecek Montessori Öğretmen Eğitim Diploma Programı’nı ve 2011-2012 döneminde düzenlenmesi planlanan Demokratik Öğretmen Eğitim Programı’nı tamamlayacaklardır. Yine alternatif eğitim metotlarından Waldorf Pedagojisi ile ilgili olarak da Eğitim Sanatı ve Dostları Derneği’nden seminer alacaklardır. Bu ve benzeri işbirlikleri sayesinde katılımcı, alternatif bir model sunmayı hedefleyen okul projemiz İstanbul sınırları içindeki üniversitelerin eğitim fakülteleri ve eğitime gönül vermiş dernek ve kuruluşlarla ilişki içerisinde olacak ve buralarda eğitim gören aday öğretmenler için alternatif modelleri staj ve gözlem yoluyla öğrenebilecekleri bir alan olacaktır.
Okulun fiziksel koşulları, eğitim programından bağımsız olarak ele alınamaz. Çocuk merkezli olmayı hedefleyen bir programın uygulanacağı okulun da çocukların bireysel ilgi ve ihtiyaçlarına cevap verebilmesi gerekmektedir. Bu nedenle okulun bahçesi dahil tüm alanları öğrenme alanları olarak tasarlanacaktır. Okuldaki öğrenme alanları büyük grup, küçük grup ve bireysel çalışma ihtiyaçlarının hepsini karşılayacak biçimde oluşturulacaktır. Okulun, öncelikli olarak orada “yaşayan” çocuklar için oluşturulduğu fikrine dayanarak tüm fiziksel yapısı çocuğun hakimiyet kurarak bağımsızlık kazanacağı biçimde tasarlanacak; tüm donanım da yine bu fikre uygun olarak temin edilecektir. Ayrıca geleneksel okullardaki sınıf ve okul tasarımı yerine çocukların kendilerini evlerinde hissedebilecekleri ve dolayısıyla sahiplenebilecekleri “ev benzeri” öğrenme alanları da tasarlanacaktır.
Çocukların ilgi duyduğu ve öğrenmek istediği her alan için olanaklar yaratılması programın temel ilkelerinden birisini oluşturacaktır. Bu ilkenin okul mekanı içinde gerçekleştirilmesinin önündeki zorluklar ise okulun yakın ve uzak çevresinin de öğrenme alanları olarak tasarlanması ve kullanılması ile aşılacaktır. Bu bağlamda okulumuzda eğitim faaliyetleri, aile ve okulun yakın/uzak çevresini (toplumla ilişkileri) de içine alan bir yaklaşımla gerçekleştirilecektir. Ailelerden ve -özellikle okulun içinde bulunduğu yakın- çevreden, öğrencilerin bireysel ilgi ve ihtiyaçlarına karşılık vermek maksadıyla bilgi, materyal ve mekan kaynakları olarak yararlanılacaktır. Bu yaklaşım ile okul-aile-toplum arasındaki koparılmış bağın yeniden kurulması, okulun yakın çevresiyle dönüştürücü ve dayanışmaya dayalı bir ilişki geliştirmesi hedeflenmektedir. Aynı yaklaşımın bir parçası olarak, okul da -mevcut imkanları dahilinde- yakın çevrenin ihtiyaçlarına hizmet etmeyi hedefleyecektir.
baskabirokulmumkun.net