Sabah derse başlamadan veya öğrencilerin dikkatinin dağıldığı, yorulduğu anlarda onların rahatlamasını sağlamak ve enerjilerini artırmak için kullanılabilecek kolay ama etkili çalışmalar:
Öğrencilerin yaşadıkları travma ve sıkıntıları beraberlerinde sınıfa getirmeleri, eğitimcilerin öğrenme ve akademik performansı ele alma şekillerini değiştiriyor. Devlet okullarına giden çocukların yüzde 51’i düşük gelirli ailelerden geliyor (ABD verileri). Yoksulluk seviyeleri yüzde 50’yi aştığında her yaştan öğrencinin akademik performansında da büyük bir düşüş meydana geldiği görülüyor. Aynı zamanda, ergenlerin yüzde 25’i – bu oran kızlarda yüzde 30’a çıkıyor – kaygı bozukluğundan muzdarip.
Sıkıntı ve travma, biyolojimizden kaynaklanır; psikolojimiz ya da bilişselliğimizden değil. Bu nedenle, eğitimciler olarak öğrencilerin beyinlerini öğrenme deneyimine hazır hale getirmeliyiz. Bunun için, beyinlerimizin nasıl geliştiği ve sıkıntı ve travma durumlarında nasıl tepkiler verdiği ile ilgili derin bir anlayışa sahip olmamız gerekiyor. Ve, ilişki kurmanın ve duyguları düzenlemeyi (regüle etmeyi, sakinleştirmeyi) teşvik eden yöntemler sunmanın öğrencilerin duygusal, fizyolojik ve bilişsel sağlığına olumlu etkileri olduğunu bilmemiz gerekiyor.
Yalnızca limbik beyin bölgelerinde gerçekleşen stres tepkilerine değil, aynı zamanda beyin sapı bölgesindeki duyusal ve motor sistemlere de etkisi olan bazı uygulamalardan bahsetmek istiyorum. Çünkü, bu sistemler çoğunlukla, bir çocuğun ya da ergenin olumsuzluklara karşı verdiği tepkiyi nörobiyolojik olaran yeniden programlayan kronik stres nedeniyle tehlikeye girer.
BEYİN MOLALARI
Beyin molaları, beyinde yeniliklere ve merak uyandıran şeylere odaklanan birçok alanı harekete geçirir. Beynin daha duyarlı ve ilkel bölgelerinde duygusal düzenlemeleri başlatırken, motor ve duyusal sistemleri tetikler. İşte sınıfta deneyebileceğiniz birkaç beyin molası yöntemi:
Komik konuşma: Öğrencilerden dillerini damaklarına değdirerek konuşmalarını isteyin. Hep beraber söylenecek bir sınıf tezahüratı oluşturun, ya da öğrencilerin söylemesini istediğiniz şeyi önce kendiniz gösterin.
Dili esnetmek: Öğrencilerden, ellleriyle dillerini olabildiğince uzağa çekmelerini isteyin. Bunu yaparken ellerinin temiz olduğundan emin olun. Bu egzersiz boğazı, damağı, üst boynu ve beyin sapını rahatlatır. Durumu daha da eğlenceli hale getirmek için hayal gücünüzü kullanın!
Mırıldanma: Mırıldanmayı, bir mola verme ya da derse başlama yöntemi olarak kullanmanızın birçok yolu var. Bunu oyun oynarken yapabilirsiniz veya öğrencilerden birinin mırıldanması eşliğinde diğerlerinin kollarını ve bacaklarını hareket ettirmesini isteyebilirsiniz. Bu aktivite beyin sapındaki stresi ve tıkanıklıkları azaltır.
İki elle karalama: Öğrencilerin her iki eline farklı renkte keçeli kalem almalarını ve 30 saniye boyunca çalan müziğin ritmine göre çizim ya da karalama yapmalarını isteyin. Bitirdiklerinde, çizimlerinin neye benzediğine bakın. Eserlerini sınıf arkadaşlarıyla paylaşmalarını ve onlara birer isim vermelerini sağlayın.
İsim karalamaları: Öğrencilerin en sevdikleri kelimeyi, yazı yazarken kullandıkları elleriyle dört kez, ardından diğer elleriyle de bir kez yazmalarını isteyin. Bunu yaparken nasıl hissettiklerini, hangisinin nasıl ve neden daha zor olduğunu konuşun. Diğer ellerini kullandıklarında beyinlerinde meydana gelen olayları tartışın.
DİKKAT ODAKLI ÇALIŞMALAR
Dikkat odaklı çalışmalar beynin stres tepkisini sakinleştirir ve sürekli dikkat ile duygusal düzenlemeyi harekete geçirir. Regüle olmuş (rahatlamış) ve sakin bir beyin, derinlemesine öğrenmeye hazır bir beyindir.
Hisleri, nefesi, hareketi ve bedenimizin farkındalığını bilinçli bir şekilde kullandığımız zaman, beynimizde şu an neler olup bittiğine odaklanan ilgili bölgeleri harekete geçirmiş oluruz. Aynı anda öğrenme, dikkat ve katılım için ihtiyaç duyduğumuz bölgeleri de destekleriz. Sizinle dört tane dikkat odaklı çalışma paylaşacağım:
Buz küpü: Her öğrenciye bir buz küpü ve tutmaları için kağıt havlu ya da peçete verin. Buz küpünü ellerinde tutmanın nasıl bir his olduğuna ve bu hissin onlara neyi hatırlattığına odaklanmalarını isteyin. Hareketsizce oturup buz küpünün erimesini bekleyebiliyorlar mı?
Derin nefes alma: Öğrencilerden ayak parmaklarını uzatmalarını ve bacak bacak üstüne atmalarını isteyin. Sonrasında, sol kollarını sağ kollarının üzerinden geçirip kollarını çapraz yaparak ellerini birleştirmelerini ve elleri bir aradayken göğüslerine doğru götürmelerini isteyin. Otuz saniye boyunca beş derin nefes alarak bu şekilde durmalarını sağlayın. Diğer bir otuz saniye boyunca yine beş derin nefes alarak parmaklarını, ayaklarını, kollarını ve bacaklarını eski haline getirerek rahatlamalarını isteyin. Onlara bunun nasıl hissettirdiğini sorun.
“Ne olmuş yani?”: Öğrenciler, gözleri kapalı şekilde sıralarında otururken kalplerini karınlarına bağlı tutan altın bir iplik hayal etsinler. Nefes aldıklarında, bu ipin üzerinde karınlarından kalbe doğru hareket eden bir titreşim olduğunu (kalp atışı gibi) imgelesinler ve her nefes verişlerinde, titreşim kalpten karınlarına doğru geri gitmeli. Öğrenciler nefes alıp veriyorken olumsuz bir düşünceye kapılmalarını engellemek adına “Ne olmuş yani?” demelerini isteyin.
Hisleri ifade etme: Güne başlarken, öğrencilerden bedenlerinin nasıl hissettiğini bir resim ya da betimleme aracılığıyla paylaşmalarını isteyin. Bazı örnek ifadeler: soğuk/ılık/sıcak; gergin/hassas/sıkışık; istekli/sıkkın/hevesli; titrek/ürkek; sinirli/halsiz; aç/tok; rahat/sakin/huzurlu; güçlü/stresli; sersemlemiş/bulanık zihinli; hissiz/asabi/heyecanlı/ağlamaklı.
Hisler, bedenin fiziksel olarak nasıl hissettiğini tanımladıkları için duygulardan farklıdır. Konuşma zorluğu çeken çocuklar, vücutlarında bir şey hissettikleri yeri elleriyle gösterebilirler. Duyusal farkındalık, bilişsel gelişimi ve özfarkındalığı teşvik eder. Öğrenciler hislerini tanımlamaya başladıklarında olumsuz duyguların ve görüntülerin olduğu yerlere de erişmeye başlarlar. Bu dikkat odaklı egzersizler, farklı deneyimlerden sonra günde birkaç kez uygulanabilir. Çalışmanın bir parçası olarak sorabileceğiniz sorular şunlar:
Ne hissediyorsun? Öğretmen olarak, kendi hislerinizi paylaşarak ve örnek göstererek başlayın.
Dumlupınar Anadolu lisesi güne sporla başlıyor. Cumartesi günleri sabah 8'de okulda buluşan gençler beden eğitimi öğretmenlerimiz eşliğinde sağlıklı yaşam borcunu ödüyor. Sağlıklı gelecek nesillere ulaşmak için bir adım atmak hiç adım atmamaktan iyidir. http://sahinbeydumlupinaral.meb.k12.tr/