TÜRKİYE VE AVUSTURYA EĞİTİM SİSTEMLERİNİN
KARŞILAŞTIRILMASI
Hasan Basri MEMDUHOĞLU*
Öz
Avusturya, Avrupa kültürünün ve batı uygarlığının özelliklerini yansıtan önemli bir üyesidir.
Türkiye ise Cumhuriyetten bu yana batı uygarlığını ve yaşam şeklini benimsemekle birlikte bunları doğunun mistik değerleri ile sentezleyen bir ülkedir. Tarihte özellikle Viyana seferleri ile hatırlanan iki ülke arasındaki ilişkiler, bugün farklı zeminlerde sürdürülmektedir. Dünyada bilim ve sanat hayatına önemli katkılar yapmış ve Avrupa Birliği’nin önemli bir üyesi olarak Avusturya ile bu birliğin üyesi olma
kararlılığını sergileyen Türkiye, köklü tarihlere ve kültürel miraslara sahip ve demokrasiyi benimsemiş iki ülke olarak çeşitli alanlarda birbirleriyle paylaşacakları önemli birikim ve zenginliklere sahiptir.
Eğitim bu alanlardan biridir. Avrupa Birliği’ne üyelik sürecinde, uyum görüşmelerinin başladığı ve sürmekte olduğu bir dönemde, bu birliğin önemli bir üyesi olan Avusturya eğitim sisteminin incelenerek Türkiye’nin eğitim sistemiyle karşılaştırmalı olarak değerlendirilmesinin, bu uyum sürecinde Türkiye açısından önemli olacağı düşünülmektedir. Alanyazın (literatür) taraması ile gerçekleştirilen betimsel
tarama modelindeki bu çalışma, alana kuramsal katkı sağlamanın yanı sıra, Türkiye’de eğitim sistemine ilişkin karar alıcılara ve uygulayıcılara da kaynaklık oluşturabilecektir.
Anahtar Sözcükler: Türkiye, Avusturya, Türkiye eğitim Sistemi, Avusturya eğitim Sistemi.
Abstract
Austria is an important member of Europeon Union reflecting European culture and Western civilization. On the other side, Turkey is a country synthesized the Oriental mystical values and Western civilization and lifestyle after foundation of Turkish Republic. These two countries’ relations that are historically marked with especially by the Siege of Vienna are on a different basis today. Austria, an important member of the European Union, having important contributions to the international scientific
and artistic fields; and Turkey, determined to become a member of the Union, have considerable knowledge and background to share as two democratic countries with long-established histories and cultural heritage.Education is one of those fields that will be helpful for Turkey to examine the education system of an important member of European Union. It is considered that making a comparative study for the education systems of these two countries, it will be beneficial for Turkey to examine the educational
system of Austria in the process of adaptative negotiations for membership to the European Union. The literature review of that study did not only help to improve the theoretical framework in this area but also functioned as a source for decision makers concerning Turkish educational system.
Türkiye ve Avusturya’nın Sosyal ve Siyasal Yapılanması
Bir ülkenin eğitim sisteminin şekillenmesinde pek çok faktör rol oynar. Bu
faktörlerin en önemlileri o ülkenin sosyal ve siyasal yapılanması, demografik,
ekonomik ve coğrafi durumudur. Bu nedenle Türkiye ile Avusturya eğitim
sistemlerini doğru şekilde karşılaştırabilmek için iki ülkeyi belirtilen açılardan
değerlendirmekte yarar vardır.
Avusturya 83.859 km2’lik yüzölçüme ve 2005 sayımına göre 8.131.400
kişilik nüfusa sahiptir (www.statistik.at). Türkiye’nin yüzölçümü ise 814.578 km2 ve
2005 yılında beklenen nüfusu 72.065.000’dir. Türkiye’de, Avusturya’nın toplam
nüfusunun yaklaşık iki katı kadar öğrenci bulunmaktadır. Okul öncesi, ilköğretim ve
ortaöğretim düzeyinde toplam 14.089.604 öğrenciye, 58.458 okul ve 589.004
öğretmenle eğitim hizmetleri sunulmaktadır (DİE, 2002). Çeşitli sosyo-ekonomik
ölçütlere göre belirlenen insan gelişmişlik endeksine (human development ındex-
HDI) göre dünyada 162 ülke arasında 16. sırada (www.statistik.at) olan
Avusturya’da kişi başına düşen yıllık mili gelir 23 bin doların üzerindeyken
(www.mapzones.com), Türkiye’de bu miktar 5.000 dolar civarındadır
(www.hazine.gov.tr). Şüphesiz bu demografik ve ekonomik faktörler eğitim
sistemini ve eğitimin niteliğini etkilemektedir.
Avusturya eyaletlere dayalı federal yönetim yapılanmasına sahiptir. Yönetim
yetkisi merkezi federal hükümet ve eyaletler arasında paylaşılmıştır. Bu bakımdan
Avusturya, yönetimde merkeziyetçiliği ve yerelleşmeyi belli ölçülerde uygulayan bir
ülkedir. Türkiye ise geniş coğrafyasına ve büyük nüfusuna rağmen merkezden
yönetilir. Tüm önemli kararlar Ankara’daki hükümet tarafından alınır. Yerelleşmeye
ilişkin tartışmalar yapılmaya başlamasına ve kısmen gelişmeler sağlanmasına karşın
Türkiye halen dünyadaki en katı merkeziyetçi ülkelerden biri sayılmaktadır. eğitim
sisteminin yönetimi de bu genel yönetim yapılanmasıyla paralellik göstermektedir.
eğitimle ilgili önemli politik, sosyal ve ekonomik kararlar Milli eğitim Bakanlığı
tarafından alınmaktadır. Bakanlığın bu kararları, 81 il ve 850 ilçede örgütlenmiş
bulunan milli eğitim müdürlükleri tarafından yürütülmektedir.
eğitim Sisteminin Yönetimi
Avusturya eğitim sisteminin tarihi, İkinci Dünya Savaşından beri geleneksel
üst sosyal sınıflara dayalı yönetim anlayışından, tüm toplumsal katmanlara eşit
fırsatlar sunan yönetim anlayışına doğru bir evrilme süreci olarak karakterize
edilebilir. Özelikle 1962 yılındaki eğitim reformundan önce temel eğitimdeki
performanslarının yanı sıra ailelerinin sosyal sınıflarına ve statülerine göre
ortaokullara yönlendirilen öğrencilere, bu reformlardan sonra eşitliğe dayalı seçme
imkânları sağlanmaya çalışılmıştır (http://countrystudies.us/austria).
Avusturya’da yönetimde eyaletlerin önemli yetkileri bulunmasına karşın
eğitimin yönetimi ve denetiminde merkezi hükümetin etkisi büyüktür. Eyaletlerin
yetkileri daha çok akademik (program, yöntem) konularla ilgilidir. Bu yönüyle
eğitim yönetiminde yerelleşme kısmen uygulanmaktadır. Bu nedenle son yıllarda
eğitimde demokratikleşme ve özerklik tartışmaları gittikçe artmaktadır (Buchberger,
1993). Merkez ve taşra olmak üzere ikili hiyerarşik yapıya sahip olan eğitim
kurumları federal, eyalet ve bölge düzeyinde örgütlenmiştir. Federal eğitim, Bilim
ve Kültür Bakanlığı (Federal Ministry of Education, Science and Culture)*, eyalet
eğitim kurulları (provincial school boards) ve il eğitim kurulları (district school
boards); okul öncesi, ilköğretim ve ortaöğretim kurumlarının yönetim ve denetimini
ortaklaşa yürütmektedir. Eyalet yönetimleri zorunlu eğitim kapsamındaki devlet
okullarının bakım, onarım ve işleyişinden sorumludur. Türkiye’de ise eğitimde
bütün yetki Milli eğitim Bakanlığı’nın (MEB) elindedir. MEB, okulöncesi,
ilköğretim ve ortaöğretim düzeyindeki tüm devlet okullarının yönetim, finansman ve
denetiminden sorumludur. İllerde bakanlığın taşra teşkilatları olan il milli eğitim
müdürlükleri kurulmasına karşın ülkenin en uzak noktasındaki bir köyün öğretmen
ataması bile merkezden yapılmaktadır. Ülke genelindeki bütün merkez ve taşra
eğitim birimleri bakanlığa bağlı olarak çalışır ve bakanlığa hesap verir.
Avusturya’da eğitime ilişkin federal yasalar, diğer yasalardan farklı olarak
meclisin ancak üçte ikilik çoğunluğu ile çıkarılabilir veya değiştirilebilir. Bu tür
yasaların kabulü için meclisteki iki büyük siyasi partinin uzlaşması gerekir. Bu bir
anlamda toplumsal uzlaşı demektir. Türkiye’de ise eğitim yasaları açısından böyle
farklı bir uygulama yoktur.
Avusturya’da okullara özellikle akademik özerklik tanınmış ve bağımsız
hareket etmeleri sağlanmıştır. Ortaöğretim okullarında veli, öğretmen ve öğrenci
temsilcilerinden oluşan okul toplum komiteleri (school community committees)
mevcuttur. Bu komiteler; okuldaki düzenlemeler ve okul etkinliklerinin planlanması
*2000 yılına kadar Federal eğitim ve Kültür Bakanlığı (the Federal Ministry of Education and
Cultural Affairs) okullardan, Federal Bilim ve Ulaşım Bakanlığı (the Federal Ministry of Science and
Transport) ise üniversitelerden sorumluydu. 2000 yılındaki düzenlemeyle iki bakanlık birleştirilerek, her
ikisinin alanından sorumlu tek bakanlık olan Fedeeral eğitim Bilim ve Kültür Bakanlığı (the Federal
Ministry of Education, Science and Culture/Bundesministerium für Bildung, Wissenschaft und Kultur)
kurulmuştur.
konularında alınan kararlarda söz sahibidirler. Buna ilişkin olarak veli danışma
günleri, toplumsal sorunları tartışma günleri gibi etkinlikler düzenlenir. Ayrıca
bütün ilk, orta ve özel okullarda sınıf öğretmenleri ve velilerden oluşan sınıf
forumları (class forums) kurulmuştur. Bu forumlar, sınıflarda eğitim öğretimin
planlanması, etkinliklerin yürütülmesi ve sorunların giderilmesi konusunda söz
sahibidir. Sınıf forumları bir araya gelerek okul forumlarını (school forums)
oluştururlar. Bu bağlamda öğrenci ve velilerin okullarda eğitim-öğretimin
planlanmasında, yürütülmesinde ve okulların yönetiminde önemli oranda söz sahibi
oldukları söylenebilir (www.bmsg.gv.at). Okul komitesinin ya da okul forumunun
üçte ikilik oyunu aldıkları takdirde okullara kendi programları ile ilgili
düzenlemeleri yapma, farklı müfredat seçebilme ve haftalık programı oluşturma
yetkisi tanınmıştır. Türkiye’de ise okutulacak müfredat ve haftalık program
standarttır ve bunun üzerinde okulların değişiklilik yapma inisiyatifi yoktur.
Avusturya’da toplumun katılımcı anlayışla eğitim üzerinde önemli etkisi
vardır. Federal hükümet, bakanlık ve eyalet eğitim kurulları eğitime ilişkin
düzenlemeleri yapmadan önce işçi-işveren, öğretmen, veli ve gençlik örgütlerinin
görüşlerini alır ve değerlendirirler. Okulda eğitim ile ilgili kararların alınmasında bu
kararlardan etkilenen öğretmenler, öğrenciler, veliler, öğretmenler konseyi ve sınav
kurulu gibi kişi ve grupların temsilcileri söz sahibidir. Sınıf ve okul forumlarını
oluşturan öğrenciler, veliler ve öğretmenler; müfredat belirleme, haftalık programlar
yapma ve tatillere karar verme yetkisine sahiptirler. Türkiye’de öğrenci
temsilcilikleri ve öğrenci meclisleri kurulmasına ve bu anlamda gelişmeler
sağlanmasına karşın bunlar yetersizdir. Veliler ve sivil toplum örgütleri, baskı
grupları olarak eğitimi etkilemelerine rağmen bu konularda yapısal düzenlemelere
ihtiyaç duyulmaktadır.
eğitimin Amaçları
Verilen eğitimin amaçları bakımından Avusturya ile Türkiye eğitimi arasında
benzerlikler olduğu gibi farklıklar da bulunmaktadır. Avusturya’da gerek eğitimin
genel amaçları ve gerekse her eğitim kademesinin özel amaçları belirlenirken
öncelikle dini ve etik değerlere vurgu yapılır. Temel amaç eğitim yoluyla
öğrencilerin potansiyel yetenek ve becerilerinin dini, etik ve sosyal değerlerle
uyumlu bir şekilde geliştirilmesi, evrensel değerlerin benimsenmesi ve onlara
doğruyu, iyiyi ve güzeli takdir etme bilincinin kazandırılmasıdır. Ayrıca bir alanda
aşırı uzmanlaşmış yurttaşlar yetiştirmek yerine bilimsel bütünlük içinde çok yönlü
evrensel
entelektüeller
yetiştirmek
hedeflenir
(www.ibe.unesco.org;
http://nt5.scbbs.com). Türkiye’de temel amaç milli değerleri benimsemiş iyi
yurttaşlar ve iyi meslek sahipleri yetiştirmektir.
Avusturya eğitiminin temel ilkelerinden biri kolaylaştırıcılık ya da yardımcı
olma ilkesidir. Bu ilke, toplumda da kabul gören genel bir yaşam felsefesi olarak
benimsenmiştir. Her Avusturyalı gibi, öğrenciler, öğretmenler ve akademisyenler de
kendilerini bir başkasının yardımında ve hizmetinde, kendisine başvurulduğunda
bütün zorlukları gidermekle, işleri kolaylaştırmakla ve hızlandırmakla görevli görür.
Bu anlayış okullarda sürekli kazandırılmaya çalışılır. Okullarda bu ilke “yardıma
amadelik, yardım için fırsat kollama, tetikte bulunma (Hilbereitschaft)” şeklinde
ifade edilmektedir (İnan, 1972).
Zorunlu eğitim
Her iki ülkede de altı yaşında başlayan zorunlu eğitim karma ve parasızdır.
Türkiye’de sekiz yıl olan ve 12 yıla çıkarılması tartışmaları başlayan zorunlu eğitim
kesintisiz şekilde uygulanırken, Avusturya’da bu süre dokuz yıldır ve 4+4+1 ya da
4+5 şeklinde uygulanmaktadır. Avusturya’da ayrıca ilköğretimden önce bir hazırlık
sınıfı bulunmaktadır. Bu sınıfa zorunlu eğitim çağında olup ilköğretimde zorlanan
öğrenciler devam etmektedir.
Rehberlik ve Danışmanlık Hizmetleri
Avusturya eğitim sisteminde çeşitli eğitim sorunları ve yönlendirmelere
ilişkin öğrencilere ve velilere yönelik yaygın bir danışmanlık ağı mevcuttur.
Türkiye’de okullarda rehber öğretmenler görev yapmaktadır. Ayrıca her ilde Milli
eğitim Müdürlüğüne bağlı olarak çalışan Rehberlik ve Araştırma Merkezleri
mevcuttur.
Özel Okullar
Her iki ülkede de özel okullar bulunmaktadır. Avusturya’da ilk ve
ortaöğretim okullarının yaklaşık % 11’i özel okuldur. Özel okullar genellikle kilise,
dini cemaat ve gruplara bağlı olarak açılır. Bu okullarda belli ölçülerde bağlı
oldukları dini grupların etkisinde eğitim sürdürülmektedir. Bu okulların
öğretmenlerinin eğitimi de çoğunlukla Katolik Kilisesi tarafından yürütülmektedir.
Seçkinci/elitist eğitim anlayışına sahip olan bu okullar devlet okullarına göre katı
disiplin anlayışları ile ün yapmışlardır (http://countrystudies.us/austria;
www.eurydice.org). Türkiye’de ise dini ya da başka grupların okul açması yasaktır.
Açılan bütün özel okullarda, Öğretimin Birleştirilmesi Yasası (Tevhid-i Tedrisat)
gereği devlet okullarındaki standart müfredat uygulanmaktadır ve bu okullar MEB
tarafından sürekli denetlenmektedir
(http://countrystudies.us/austria;
http://www.eurydice.org).
Okullaşma Oranları
Okullaşma oranları bakımından Avusturya ile Türkiye arasında önemli
farklar bulunmaktadır. Avusturya’da okullaşma oranları okulöncesinde % 90,5,
ilköğretimde % 100 ve ortaöğretimde % 88,77’dir. Türkiye’de ise bu oranlar sırası
ile okulöncesinde % 16, ilköğretimde % 91 ve ortaöğretimde % 55’tir. Şüphesiz bu
oranlar ülkelerin sosyo ekonomik gelişmişlik düzeyleri ile yakından ilgilidir.
Okullaşma oranları ve özellikle kız çocuklarının eğitimi konusunda Türkiye’de son
dönemlerde önemli gelişmelerin kaydedildiği söylenebilir.
Değerlendirme ve Sınıf Geçme
Öğrencileri değerlendirme açısından iki ülke arasındaki farklılıklar dikkat
çekmektedir. Avusturya’da ilköğretimde sınıfta kalma yoktur. Sınıf veya okul
kurulunun kararıyla dönem ortasında veya yıl sonunda notla değerlendirmenin
yanısıra sözlü değerlendirme de yapılabilir. Bu dönemde özel durum gösteren bazı
öğrenciler velilerinin de görüşü alınarak durumlarına göre üst veya alt sınıflara
alınabilirler. Öğrenciler hazırlanan yıllık rapordaki başarılarına göre
değerlendirilirken, özellikle yılın son dönemlerindeki değerlendirmeler daha çok
belirleyici olmaktadır. Verilen notların dereceleri şöyledir: 1: Çok İyi, 2: İyi, 3: Orta,
4: Yeterli, 5: Yetersiz. Türkiye’de ise velinin görüşü alınarak sınıf tekrarı
yaptırılabilir. Notların dereceleri Avusturya’dakinin tam tersidir: 1: Başarısız,
2:Geçer, 3:Orta, 4:İyi, 5:Pekiyi.
Yükseköğretim
Avusturya’da toplam 22 bilim ve altı sanat üniversitesi (akademi) mevcuttur.
Özel üniversitenin bulunmadığı ülkede yükseköğretim parasızdır. Bunun yanısıra
üniversitelerden bağımsız mesleki yüksekokullar mevcuttur (Leitner, 1992;
www.ibe.unesco.org). Türkiye’de ise devlet üniversitelerinin yanısıra özel vakıf
üniversiteleri mevcuttur. Özel üniversitelerde eğitim ücretlidir ve bazı
üniversitelerde bu ücretler çok yüksektir. Devlet üniversitelerinde de öğrencilerden
her dönem bölümlere göre miktarı değişen öğrenim harçları alınmaktadır. İki ya da
dört yıllık yüksekokullar da üniversitelerin bünyesinde eğitim vermektedir.
Avusturya üniversitelerinde eğitim Humboldt felsefesine dayanmaktadır.
Berlin Üniversitesi’nin kurucusu ünlü dil bilimci ve filozof Wilhelm von
Humboldt’un Avrupa’nın yükseköğretiminde çığır açan üç temel ilkesi bu felsefenin
özünü oluşturur: eğitim ve araştırmanın ayrılmaz birliği, öğrenme ve öğretim
serbestliğini kapsayan akademik özgürlük ve çok yönlü evrensel entelektüeller
yetiştirmek. Bu bağlamda bilimsel araştırmalara, akademik özgürlüğe ve (bir alanda
aşırı uzmanlaşmış vatandaşlar yetiştirmek yerine) çok yönlü evrensel entelektüeller
yetiştirmeye özel vurgu yapılır (Bertilsson ve Nybom, 1991; Thomas, 1973).
Üniversite öğrencileri uzmanlık alanlarına yönelmeden önce ilk yıllarda doğa
bilimleri, sosyal bilimler ve felsefe alanlarında temel eğitim almaktadırlar.
Yükseklisans (Master) ve doktora düzeyindeki eğitimlerde de Humboldt’un üçüncü
temel ilkesine uygun olarak öğrenciler farklı alanlardan dersler alırlar ve yeterlilik
sınavları ile tez savunmaları bu farklı alanlarca ortak olarak yapılır (Bertilsson ve
Nybom, 1991). Türkiye’de ise üniversitedeki eğitim entelektüel ve bütüncül bakış
açısı kazandırmaktan ziyade aşırı uzmanlaşmaya dayalı mesleki yeterlikler
kazandırmaya yöneliktir. Lisans ve lisansüstü programlar belirli alanların dar
kalıplarına sıkıştırılmış, bilimsel bütünlük ihmal edilmiştir. Bir öğrencinin başka
alanlardan ders alması, farklı alanlarda lisansüstü çalışmak istemesi, bir öğretim
üyesinin farklı bir alanda bilimsel araştırma ve bilimsel üretim yapması ve bunun
gibi davranışlar alan taassubuyla başka alanlara müdahale ve alan ihlali olarak
değerlendirilmekte, hoş karşılanmamakta ya da kolay kabul görmemektedir.
Disiplinler arası eğitimin ihmal edildiği bu yaklaşım şüphesiz bilimsel bütünlüğü
kavramayı zorlaştırmaktadır.
Her iki eğitim sisteminde de üniversiteye giriş sınavları düzenlenmektedir.
Bu sınav sonuçlarına göre yapılan tercihler doğrultusunda üniversitelere yerleştirme
yapılmaktadır. Ayrıca Avusturya’da üniversiteye başvuru için ikinci kademe
ortaöğretim okullarından alınan olgunluk belgisi gereklidir. Seçilen programa bağlı
olarak öğrencilerden tamamlayıcı bir sınava girmeleri istenebilir (MEB, 2006:50).
Türkiye’de adaylar okudukları lise türlerine yakın alanları tercih etmek
durumundadırlar. Aksi halde, başka alanları tercih ettikleri takdirde puanları önemli
oranda düşmektedir. Örneğin bir meslek lisesi mezunu aday, yabancı dil sınavındaki
100 sorunun hepsini doğru cevaplandırdığı halde, alanı dışında tercih yaptığı için
yabancı dil puanı ile bir yükseköğretim programına yerleşememiştir. Avusturya
eğitim sisteminde bu tür bir tercih sınırlaması ya da alan dışı tercihlere ilişkin
dolaylı bir kısıtlama yoktur.
Avusturya’da öğrencilere dolaylı ya da doğrudan maddi destek sağlanır.
Bütçede en büyük payı oluşturan ve sosyal devlet ilkesi gereği yapılan dolaylı
yardımlar; aile yardımı, aile veya kişisel sigorta desteği, çocuğu üniversitede okuyan
ailelere yapılan vergi kesintileri şeklinde yapılmaktadır. Doğrudan yardımlar ise
akademik başarıya ve performansa göre yapılır. Öğrencilerin % 9’unun aileleri
doğrudan devlet yardımından yararlanmaktadır. Ülkede kitap ve benzeri eğitim
materyalleri oldukça ucuzdur. Toplu taşıma araçları da öğrenciler için ücretsizdir.
Bunların fiyatları devlet tarafından sübvanse edilir. (www.euroeducation.net;
www.earcmn.org). Türkiye’de kısa bir süre önce ders kitaplarını ücretsiz dağıtma
uygulaması başlatılmış ve bu uygulamanın ortaöğretimde de sürdürüleceği
yetkililerce belirtilmiştir. Bunun yanısıra çocuğu okula devam eden maddi gücü
yetersiz sınırlı sayıdaki ailelere, Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Fonu tarafından
görece düşük miktarda doğrudan para desteği yapılmaktadır. Ayrıca yükseköğretim
öğrencilerine kredi ve harç yardımı yapılmaktadır.
Avusturya’da üniversitelerde ve sanat akademilerinde akademik yönetimin
yanısıra, hükümeti temsilen bir idari yönetici de bulunmaktadır. Bu yönetici
hükümete bağlı Bilim ve Araştırma Sekreterliğince atanır. Üniversiteler yönetim ve
finansman açısından doğrudan hükümete bağlıdırlar. Bu anlamda özellikle idari ve
mali özerkliğin sınırlı olduğu söylenebilir. Buna karşın akademik özerklik çok
güçlüdür. Akademisyenler, araştırma ve öğretimde geniş yetki ve serbestliğe
sahiptir. Öğretim üyeleri, asistanlar ve öğrenci grupları öğretimin içerik ve
yönteminin belirlenmesinde söz sahibidirler
(Leitner,1992; http://countrystudies.us/austria).
Türkiye’de ise idari ve akademik anlamda hükümetin üniversiteler üzerinde
doğrudan bir etkisi yoktur. Üniversitelerin
hükümete bağlılığı biçimseldir. Ancak özerk olan ve başkanı Cumhurbaşkanınca
atanan Yükseköğretim Kurulu (YÖK) üniversiteler üzerinde yönetim ve akademik
yönden doğrudan müdahildir. Fakültelerdeki bazı bölümlerin (eğitim fakültelerinin
sınıf öğretmenliği bölümleri gibi) programları, programlarda yer alacak dersler ve
bu derslerde okutulacak konular dahi YÖK tarafından belirlenmektedir. Ayrıca
öğrenci alma, öğretim üyesi atama, lisansüstü program açma gibi uygulamalar da
YÖK’ün onayından geçmek zorundadır. Dolayısıyla akademik anlamda
üniversitelerin özerkliğinin ve öğretim üyelerinin özgürlüğünün sınırlandırıldığı
söylenebilir.
Öğretmen Yetiştirme ve Çalışma Koşulları
Avusturya’da öğretmen yetiştirme farklı statüdeki kolej ve akademilerde
gerçekleştirilmektedir. Zorunlu okulların (ilköğretim, genel ortaokullar, meslek
öncesi okullar/sınıflar) öğretmenleri, üniversite sistemiyle benzerlik gösteren 3-4 yıl
süreli Öğretmen eğitim Kolejleri tarafından yetiştirilmektedir. Öğrenciler
ortaöğretimi (akademik ortaokulları) bitirdikten sonra bu kolejlere gidebilmektedir.
Öğretmen adayları ilköğretim müfredatında yer alan tüm dersleri verebilecek şekilde
yetiştirilirler. Mesleki teknik okullar, kolejler ve çıraklık eğitim merkezlerinin
öğretmenleri, dört yıl süreli mesleki-teknik öğretmen eğitim kolejlerinde eğitim
görmektedirler. Öretmen eğitim kolejleri akademik araştırmalar ve göreve atanan
öğretmenlere yönelik hizmet içi eğitim etkinlikleri de yürütmektedirler. Türkiye’de
ise öğretmenler üniversitelerin bünyesindeki eğitim fakültelerinde yetiştirilmektedir.
Zaman zaman başka fakültelerden mezun olanlardan da çeşitli branşlarda öğretmen
alımı yapılmıştır.
Avusturya’da ilköğretim öğretmenleri eyalet çalışanları statüsünde ya özel
sözleşmeyle çalışırlar ya da genel çalışma yasalarına göre görev yaparlar. Bu
okulların birinci kademesinde görev yapan sınıf öğretmenlerinin % 80’i kadınlardan
oluşmaktadır. Akademik ortaöğretim öğretmenleri federal hükümete bağlı olarak
özel sözleşmeyle ya da genel yasalara göre çalıştırılmaktadır. Türkiye’de ise tüm
öğretmenler Milli eğitim Bakanlığına bağlı olarak çalışırlar. Öğretmenlerin
tamamına yakını genel çalışma yasalarına göre görev yaparken son yıllarda ihtiyaç
duyulan bazı branşlarda sözleşmeli öğretmenler de çalıştırılmaya başlanmıştır.
Denetim
Avusturya eğitiminde denetim sistemi üç farklı düzeydeki birim tarafından
yürütülmektedir. En üst düzeydeki denetim federal bakanlığa bağlı deneticilerce
yapılır. Bunun dışında eyalet eğitim kurulu ve okul bölgesi eğitim kurullarına bağlı
denetim birimlerinde görevli deneticiler görev yapmaktadır. Eyalet eğitim kurulu
deneticileri, okul bölgesi eğitim kurulu deneticilerinin üst amiri pozisyonundadırlar.
Ayrıca mesleki okulların denetimi için okul bölgesi eğitim kurulları bünyesinde
uzmanlar görev yapmaktadır (www.ibe.unesco.org).
Türkiye’de eğitim denetimi alt sistemi, eğitim sisteminin genel merkeziyetçi
yapısına paralel olarak yapılandırılmış ve ikili bir yapıda örgütlenmiştir. Bunlardan
birincisi, çoğunlukla kurumsal denetim yapan ve Milli eğitim Bakanlığı merkez
örgütü bünyesinde bulunan müfettişlerden oluşan Bakanlık Teftiş Kurulu
Başkanlığıdır. Bu başkanlığa bağlı bulunan 230 müfettiş, teftiş yapılacak illerde,
gruplar halinde turneler yoluyla ortaöğretim ve dengi kurumlara yönelik olarak
denetim yapmaktadır. İkinci tür denetim ise, İl Milli eğitim Müdürlüklerine bağlı
çalışan İlköğretim Müfettişliği Başkanlıkları tarafından yürütülmektedir. 81 ilde
örgütlenmiş İlköğretim Müfettişliği Başkanlıklarına bağlı çalışan 2834 ilköğretim
müfettişi bulunmaktadır. Bu müfettişler de gruplar halinde, okul öncesi ve
ilköğretim okulları ile bu düzeydeki her türlü kamu ve özel eğitim kurumlarının ve
bu kurumlarda çalışan tüm personelin denetimini yapmaktadırlar (MEB, 1993a;
1993b; 1999; 2001; www.tkb.meb.gov.tr)
Kaynaklar
Bertilsson, M. ve Nybom, T. (1991). Studies of higher education and research from
university to comprehensive higher education: on the widening gap between
"lehre and leben”. Studies of Higher Education and Research. Stockholm.
18.05.2006 tarihinde alınmıştır: http://www.epnet.com
Buchberger, F. (1993). Teacher education in Austria. Teacher Training in the
Council of Europe Countries. İzmir: Dokuz Eylül University Buca Faculty of
Education.
DİE (2002). 2000 Türkiye genel nüfus sayımı sonuçları. Ankara: DİE Yayınları.
Doğan, E. (2001). Avusturya eğitim sistemi. Akdeniz Üniversitesi eğitim Fakültesi
Bülteni, Sayı 3. 10 Mayıs 2006 tarihinde indirilmiştir:
http://www.akdeniz.edu.tr/egitim/bulten
İnan, M. R. (1972). Orta Avrupa’da gelişmenin ve demokrasinin temeli: eğitim.
Ankara: İş Bankası Yayınları.
Leitner, E. (1992). Austria. Handbook of world education: A comparative guide to
higher education & educational systems of the world. Editor: Walter
Wickremasinghe. Houston, Texas: American Collegiate Service.
MEB, (1993a). Teftiş Kurulu Başkanlığı Tüzüğü
MEB, (1993b). Teftiş Kurulu Başkanlığı Yönetmeliği
MEB, (1999). İlköğretim Müfettişleri Başkanlıkları Yönetmeliği
MEB, (2001). İlköğretim Müfettişleri Başkanlıkları Rehberlik ve Teftiş Yönergesi
MEB, (2005). 2004–2005 Milli eğitim İstatistikleri. Ankara: MEB Yayınları.
MEB, (2006). Türkiye ve Avrupa birliğinin eğitim sistemleri. Ankara: MEB (Dış
İlişkiler Genel Müdürlüğü) Yayınları.
Thomas, C. R. (1973). Philosophical anthropology and educational change: Wilhelm
Von Humboldt and the Prussian reforms. History of Education Quarterly,
13(3), 219-230).
http://countrystudies.us/austria (erişim: 10.05.2006)
www.austria.gv.at (erişim: 22.05.2006)
www.bmsg.gv.at (erişim: 17.06.2006)
www.eurydice.org (erişim: 11.05.2006)
www.earcmn.org (erişim: 09.05.2006)
www.hazine.gov.tr (erişim: 11.06.2006)
www.ibe.unesco.org (erişim: 19.05.2006)
www.mapzones.com (erişim: 24.05.2006)
www.statistik.at (erişim: 10.05.2006)
www.tkb.meb.gov.tr (erişim: 25.02.2006)
COMPARISON OF TURKISH AND AUSTRIAN
EDUCATIONAL SYSTEMS
Hasan Basri MEMDUHOĞLU*
Austria is an important member of European culture and Western
civilization, reflecting their features, whereas Turkey is a country that synthesizes
Oriental mystical values with Western civilization and lifestyle since the
promulgation of Turkish Republic. It is considered that Turkey will benefit from
examination of educational system of Austria, an important member of the European
Union, and a comparative assessment with Turkish educational system, as the
adaptative negotiations for membership to the European Union for Turkey have
started. The present study of descriptive scan model was conducted after a literature
search.
Demographical, social, political and economic factors play an important role
in shaping education system of a given country. In Turkey, where education
provided, including totally 14.089.604 students, 58.458 teachers, and the number of
students is twice as high as the total population of Austria (State Institute of
Statistics, 2002). In Austria, the rate of schooling is as follows: 90,5% at preschools,
100% at primary schools, 88,7% at secondary schools. In Turkey, these figures are
respectively: 16% at preschools, 91% at primary schools and 55% at secondary
schools. It can be said that in Turkey there have recently been important
developments in the schooling rates, particularly in education of girls.
Austria, with a federal management structure based on provinces, is a country
which applies centralization and localization in management to a certain extent,
whereas despite vast lands and a large population, Turkey is considered one of the
strictest centralists in the world. Management of education system is parallel to this
general management structure.
Although provinces have considerable authorities in management in Austria,
the government has the greatest influence on educational management and
supervision. Authorities of provinces generally concern academic (curriculum,
methods etc.) matters. Educational institutions with a two-hierarchical structure,
namely the centre and the provinces, are federally, provincially and regionally
organized. Federal Ministry of Education, Science and Culture, provincial school
boards and district school boards jointly carry out management and supervision of
educational institutions. In Turkey, MoNE (Ministry of National Education) has all
the authority in education. MoNE is responsible for management, financing and
supervision of all preschools, primary and secondary state schools. All the central
provincial educational units in the country are directly under the supervision of the
ministry.
In Austria, where the society has a great influence on education, with an
understanding of participation, schools have a large managerial and academic
autonomy. Before education regulations are made, teacher organizations and
organizations of families, youth and employees-employers likely to be influenced by
these regulations are interviewed.
In secondary schools, school community committees, class forums and
school forums consisting of teachers, families and student representatives have a say
in school management (planning teaching and education) (www.bmsg.gv.at).
Although there are student representation organizations and councils in Turkey and
certain developments in this context, they are insufficient. Despite the influence by
families and non-governmental organizations on education as pressure groups,
structural regulations are needed in these matters. In addition, the curriculum and the
weekly scheduled defined for the academic year are standardized and schools do not
have a right of initiative to change them.
In both countries, the compulsory education which begins at the age of six is
co-education and tuition free. The eight-year compulsory education in Turkey
continuous in nature, while in Austria it covers nine years and is applied as 4+4+1 or
4+5 years.
There are private schools in both countries. In Austria, about 11% of primary
and secondary schools are private. Private schools mostly open under the control of
church, religious communities and groups. In these schools, education is influenced
by the related religious groups to a certain extent. The schools, with an
understanding of elitist education, have a stricter discipline than state schools
(http://countrystudies.us/austria; www.eurydice.org). However, in Turkey, religious
groups or others are banned from opening schools. In all the private schools, the
same standard curriculum applies as state schools. Also, these schools are directly
under the supervision of MoNE (http://countrystudies.us/austria;
http://www.eurydice.org).
In Austria, primary school students do not fail. With class decision or school
council decision, oral examinations might take place as well as usual written grading
in the middle of the term or at the end of the academic year. In special cases during
this period, some students might be placed in lower or upper classes after an
interview with their families. In Turkey, students repeat the same grade with the
approval from their families.
In Austria, there are totally 22 universities of science and six universities of
art (academies). In the country there are no private universities and higher education
is tuition free. Also, there are vocational colleges independent from universities
(Leitner, 1992; www.ibe.unesco.org). In Turkey, there are private foundation
universities as well as state universities. In private universities, education is not
tuition free and at some of these universities tuitions are really high. Students can
also be taught at two-year or four-year schools on university campuses.
In Austrian universities, education is based on Humboldt’s philosophy. In
this respect, scientific research, academic freedom and training intellectuals with
multiple interests (rather than citizens with too much expertise in a given field) are
indispensable for universities (Bertilsson and Nybom, 1991; Thomas, 1973). Before
choosing their specialty, university students first have basic courses in natural
sciences, social sciences and philosophy (Bertilsson and Nybom, 1991). In Turkey,
university education focuses on professional competence based on extreme
specialization, rather than providing university students with an intellectual or
holistic point of view. Undergraduate and graduate programs are confined to strict
rules of certain areas, and scientific integration is neglected.
In both of the education systems, there are university entrance examinations.
Students get into universities according to the result of the exams (MoNE, 2006, 50).
In Turkey, university applicants have to choose departments in relation to the type of
high school they are graduated from. If they prefer different departments, their
scores considerably decrease.
In Austria, students are directly or indirectly financed following the social
state principle. In the country, educational materials like textbooks etc. are very
cheap. Students do not have to pay for public transportation
(www.euroeducation.net; www.earcmn.org). Similarly, in Turkey, students are now
given free textbooks. In addition to this, low-income parents are financially
supported by the Fund for the Encouragement of Social Cooperation and Solidarity.
Furthermore, higher education students are provided with tuition fee support. In
Austria, there is a managing director at universities and art academies to represent
the government, as well as academic management. Universities are directly under
the government in terms of management and financing. However, academic
autonomy is very strong. Academicians have power and freedom in research and
teaching. Teaching staff, assistants and students groups get involved in determining
the content and method of teaching (Leitner, 1992; http://countrystudies.us/austria).
In Turkey, the government has no direct effect on universities in academic and non-
academic sense. Universities are only formally under the government. Yet, the
autonomous Higher Education Board is a direct intervener academically or non-
academically. Programs of some departments at faculties, courses in the programs
and even the topics to teach are defined by Higher Education Board. Also, practices
such as student admissions, teaching staff appointments and opening graduate
programs are submitted to Higher Education Board for approval.
In Austria, teachers for compulsory schools are trained at three or four-year-
teacher training schools. In these colleges to which students graduated from
secondary schools (academic secondary schools), candidate teachers are trained to
be able to teach all lessons included in the primary school curriculum. Teachers of
vocational schools are trained for four years at vocational and technical teacher
training colleges. Teachers are employed as provincial workers. They work
according to a special contract or general labor laws. In Turkey, teachers are trained
at faculties of education at universities. Those from different faculties have
occasionally been recruited as branch teachers, but all of them are under the control
of MoNE. Nearly all the teachers work according to general labor laws, whereas
contract teachers have recently been employed because of the need in certain
branches.
Austrian education supervision is carried out by supervisors from the federal
ministry. Moreover, there are supervisors in supervising agencies of the provincial
education board and school district education councils (www.ibe.unesco.org). In
Turkey, there is a double supervising mechanism. About 230 supervisors from the
Ministry often institutionally supervise secondary schools, while 2834 primary
school supervisors in provinces under provincial national education directorates
supervise primary schools, all public and private educational institutions at that level
and their staff (MEB, 1993a; 1993b; 1999; 2001; www.tkb.meb.gov.tr)
Türk eğitim Bilimleri Dergisi
Yaz 2008, 6(3), 545-559
İletişim 2003/18
Keywords: Turkey, Austria, Turkish Educational System, Austrian Educational System.
Yazışma adresi: *Arş. Gör., Ankara Üniversitesi, eğitim Bilimleri Fakültesi eğitim Yönetimi
Denetimi Planlaması ve Ekonomisi Anabilim Dalı, hmemduh@yahoo.com