Dinlemek. Paylaşmak. Kurallara uymak. Arkadaş edinmek. Derin duygularla baş etmek. Gelecek için plan yapmak.
Yüksek kalitede bir anaokulu programı, çocukların tüm bu yönlerini geliştirmelerini sağlıyor. Yeni bir araştırma, daha çok duygularla ilgili olan bu özelliklerin öğrencilerin ayakkabılarını bağlamayı öğrenmeleri kadar önemli olduğunu ve kesinlikle önemsenmeleri gerektiğini ortaya çıkardı.
New America Vakfı’ndan Melissa Tooley ve Laura Bornfreund tarafından gerçekleştirilen çalışmada, okulların büyük çocukların eğitiminde de benzer becerilere, alışkanlıklara, davranışlara ve zihin yapılarına odaklanmaları gerektiği vurgulandı. Çünkü yapılan araştırma, bunları öğrenmenin akademik eğitim kadar önemli olduğunu ortaya çıkardı.
Her ne kadar okullar sadece öğrencilerin matematik ve okuma yazma skorlarından sorumlu tutulsa da, hem psikolojik hem de ekonomik çalışmalardan elde edilen kanıtlar, bir dizi akademik olmayan becerinin gelecekteki hayatta başarı elde etmede önemli bir rol oynadığını söylüyor.
Araştırmacılar ayrıca bu niteliklerin DNA’larımızda kodlanmamış olduğunu da iddia ediyor. Tüm bu nitelikler öğretilebilir ya da en azından geliştirilebilir.
Bu, açık bir şekilde sosyal ve duygusal konuları kapsayan bir müfredat anlamına geliyor. Bazı okulların ilkokul sınıflarında, öğrencilerin sınıf arkadaşlarıyla yaşadıkları sosyal problemleri nasıl çözmeleri gerektiği ile ilgili dersler yapılıyor. Bazı okul müfredatlarında, beynin aslında bir kas gibi olduğu ve pratikle daha da güçlendiği gibi nörobilimin temelleri ile ilgili bilgilere yer veriliyor. Stanford Üniversitesi psikologlarından Carol Dweck’in araştırmasına göre bu bilgileri öğrenmek, okulda daha sıkı çalışmaları için öğrencilerin motivasyonunu artırabiliyor.
Ayrıca elimizde, öğretmenlerin ve okul yöneticilerinin disiplini sağlama anlayışlarını değiştiren esnek sınıf uygulaması gibi bütüncül okul yaklaşımlarını destekleyen pek çok kanıt da bulunuyor.
Tooley ve Bornfreund eğitimcilerin, okulların her yaşta bu becerileri nasıl geliştirdiklerine daha fazla dikkat göstermeleri ve hatta okulları bu eğitimden sorumlu tutmaları gerektiğini söylüyor. “Hedefimiz yasa yapıcıların bu becerilere daha fazla vurgu yapmaları konusunda onları teşvik etmek” diyor Tooley.
Bu daha fazla sınav ya da test anlamına gelmiyor. “Öğrencileri bireysel olarak örneğin cesaret ya da empati gibi nitelikler konusunda değerlendirmek, henüz hiç hakim olmadığımız bir konu” diyor Tooley.
İlk etapta yapılabilecek en iyi şey, tüm okulları bu özellikleri destekleyen ve öğreten bir atmosfer yaratmak konusunda sorumlu tutmak. Değerlendirme aşamasında okulun genel atmosferine yönelik çeşitli anketler düzenlenebilir ve sonuçları herkesle paylaşılabilir. Ayrıca sınıf gözlemleri, bireysel raporlama gibi araçlara başvurulabilir.
Bu sayede anaokulu dışındaki sınıflardaki öğrencilere de bütüncül bir yaklaşımla eğitim verilebilir. Okullar hem akademik gelişimi hem de sosyal ve duygusal gelişimi desteklemelidir.
Bu yazı BÜMED MEÇ OKULLARI tarafından desteklenmektedir.
Kaynak: http://www.npr.org/blogs/ed/2014/11/25/366561443/what-every-school-can-learn-from-preschools
Şiddetleşme
Şiirli Karneler
TABİP
Teşekkür Ziyareti
Toplantı ve Faaliyet Çizelgesi
Törenlerin Kutlama Şekli
Ulusal Ajans
Üstün Zekalılar
Veli Eğitim Projesi
Veli Kaynak Kitabı Projesi
Veliyiz Okuldayız
Zil Sesi Yok